Survivor Ünlüler Gönüllüler yarışması tam gaz devam ederken ben de geçen sene bu zamanlarda aynı sebeple bu güzel ülke ile tanıştım. Çalıştığım şirket programa reklam verince ben de reklamı çekilecek ürünleri hem götürmek hem de çekimlerin markamıza uygunluğunu kontrol için seçildim.
Şaka şaka birinin cidden iş için gitmesi gerekiyordu o kişinin ben olması için departmanın ortasında zıp zıp zıpladım yalvardım resmen 🙂 🙂 Hadi o zaman karşınızda Dominik Cumhuriyeti: Turkuaz Rotaya Varış maceraları
Faydalı Bilgiler
Nerede: Güzide ülkemiz Karayipler’de bulunur. Hispanyola adasını Haiti ile birlikte paylaşmaktadır.
Önemi: Avrupalıları’n Amerika kıtasında oluşturduğu ilk yerleşim yeridir.
Başkent: Santo Domingo
İklim: Tropikal
Dil: İspanyolca
Para Birimi: Dominik Pesosu (1$ = 45,80 RD$)
Vize: Yok (Turist kart 10$)
Uçuş: Türkiye’den direk uçuş henüz yok ama aktarmalı farklı seçenekler var.
Renk: Turkuaz
Dominik Cumhuriyeti, rotama renk verirken hayli zorlandığım bir gezi oldu. Denizinin mavisi, yeşilinin bin bir tonu ve yerli halkının enerjisiyle bulunduğum bir hafta süresince tam bir renk cümbüşü yaşattı bana. Yine de Dominik Cumhuriyeti’nin rengi turkuazdır benim için. Sanırım ilerleyen yazılar da resimleri gördükçe sanırım bana hak vereceksiniz.
Sıkı bir Survivor izleyicisi olarak bu iş gezisi benim için inanılmaz bir rota. Şirketimin yurtdışı izin onayı ile birlikte heyecandan yerimde duramıyorum. Maliyetler ve iş yoğunluğu sebebiyle geziye tek başıma gitmem gerekiyor, üstüne de yanımda götürmem gereken ürünler benim boyum kadar bir bavula ancak sığdı. Olsun bana vız gelirdi 🙂 Survivor ruhunu daha adaya varmadan yaşamaya başlamıştım bile.
Otel ve uçak konusunda yönlendirmeyi Acun Medya ekibi yaptı. Aktarmasız uçuş olmadığı için 2 seçenek sunuldu. Ya Madrid ya da New York üzerinden gitmem gerekiyordu. Toplam uçuş süresi daha kısa olduğu, daha fazla mil toplamak hem de vizem olduğu için Newyork üzerinden gitmek istedim. Yaklaşık 12 saat THY ile Istanbul’dan Newyork’a uçuş, oradan ise 2 saat bekleme sonrası Jetblue ile 4 saatlik uçuş ile toplamda 18 saatte Dominik topraklarına ulaştım. Aradaki 2 saatlik bekleme çok riskliydi, mümkünse daha uzun aktarmayı tercih edebilirsiniz.
Survivor Adası’na hem de tek başıma gidiyor olmanın heyecanını yaşarken her zamanki gibi Murphy Kanunları işlemeye başladı 🙁 Önce uçak 20-25 dakika rötarlı kalktı. Tam uçak indi koşarak uçaktan inip pasaport kontrol sırasına gideceğim derken New York polisi geçit vermedi. Ben bir yandan olayı çözmeye çalışırken bir yandan da yalvarmaya başladım inanılmaz panik bir haldeydim. Yaklaşık 30 dakika uçak içinde bekleme sonrası olay anlaşıldı. Bir kadın turist yanında oturan erkek turisti bana sarkıntılık yaptı diye polise şikayet etmiş. Kadın şikayetinde ısrarcı olduğu için de biz New York eyalet yasalarına göre dışarı çıkamıyormuşuz. Tabi olay öğrenilince herkesin gözleri bu 2 turisti aradı ben dahil herkes ön yargılı bir şekilde manken gibi bir bayanın çıkmasını beklerken bir anda taciz edilen bayan ortaya çıktı. 2 metrelik boyu ve en az 120 kg’lık cüssesiyle polisin yanına gitmeye çalışıyordu ama aralardan geçemiyordu. O anda herkesin suratı şokkkk 🙂
Sosyal mesaj: Kadına şiddetin her türlüsüne karşıyız !!!
O şoku atlattıktan sonra polis çıkışımıza izin verdi. Hızlıca önce pasaport kontrolünden sonra da bavul sırasından geçip diğer terminal binasına gitmeniz gerekiyor. Ucu ucuna da olsa uçağa yetişmenin verdiği huzurla Santo Domingo’ya varana kadar kesintisiz uyumuşum 🙂
Dominik Cumhuriyeti Türk vatandaşları için vize istemiyor ama ülkeye girişte 10$ karşılığında zorunlu turist kart almanız gerekiyor. Tüm şehirlerde çoğunlukla Dolar geçse de, az da olsa mutlaka yanınızda Dominik Pesosu bulundurmanız kolaylık olacaktır. Küçük dükkanlarda ya da tezgahlarda Dominik Pesosusu üzerinden pazarlık etmek daha kazançlı oluyor.
Havalimanından Santo Domingo şehir merkezine varmak yaklaşık 45 – 50 dakika sürüyor. Ben iş sebebi ile gittiğim için JW Marriot Hotel Santo Domingo otelini ayarlamışlar. Otel inanılmaz lüks ve havalıydı söylemeden edemeyeceğim 🙂 Kendim tatil için gidiyor olsam, bu otelde kalamazdım sanırım 🙂 Merak edenler için ya da Santo Domingo’da güzel bir otelde konaklamak isteyenler için otelin linkini bırakıyorum.
Otele varır varmaz resepsiyondaki kız girişimi yapıp yükseklikten korkup korkmadığımı sordu. Soruya anlam veremeyerek şaşırmış bir şekilde yok korkmuyorum dedim. O zaman size bir şey göstermek istiyorum dedi. Bir anda kendimi tabanı tamamen camdan yapılma otururken alttan geçen arabaları görebileceğin ışıl ışıl tüm Santo Domingo’ya hakim otelin barında buldum. Sanırım otelin en övündüğü nokta burası ki gelir gelmez misafirlere burası gösteriliyor 🙂 Gece daha da etkileyici görünüyor ama ben bu fotoğrafı sabah kalktığımda çekebildim. Otelin sonsuz havuzundan selamlarımı iletip, Santo Domingo manzarası ile sizleri baş başa bırakıyorum.
Santo Domingo için beğendiğim otel alternatiflerinin de linkini bırakıyorum, kolayca rezervasyon yapabilirsiniz.
Santo Domingo gezi rehberi bir sonraki postta, Turkuaz rotayı takipte kalın lütfen 🙂
3 Comments