Türkiye’nin en genç, en devrimci, en kültürlü, en yeşil ve en avrupai şehri kuşkusuz Eskişehir. Burası size Anadolu’nun ortasında Avrupa ruhunu yaşatacak aslında istenirse Türkiye’de de bir şehrin baştan tasarlanabileceğini gösteren yer. Anlatacak çok şey var hazırsanız işte karşınızda Türkiye’nin En Avrupai Şehri: Eskişehir Gezi Rehberi …
Eskişehir’i Eskişehir yapan kişiyi, burada yazacağım bir çok gezilecek görülecek yerin mimarını anmadan bu yazı olmaz olamaz. Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, doğma büyüme Eskişehirli, o kadar seviyor ki bu toprakları hep bu şehir için çalışmış. O, Eskişehir’i yeniden yaratan, iki üniversite kuran, teoriyle pratiği kişiliğinde birleştiren eşine az rastlanır bir akademisyen. Aynı zamanda balmumu heykeller de yapan bir sanatçı. Hatta mimarlık okuyacakmış kazanmış da ama babası nasıl okuturum seni deyince devam zorunluluğu yok diye Ankara Hukuk Fakültesi’ne gitmiş. Sonra gelmiş Eşkişehir’de 2 üniversite kurmuş. İletişim Bilimleri Fakültesi ilk Eşkişehir’de kurulmuş, İlk sinema televizyon bölümü burada kurulmuş, düşünsenize İstanbul’da değil. Dünyada havaalanı ve uçak filoları olan yegâne üniversite yine Eskişehir’de. Açık Öğretim gibi dev bir sistemin de kurucularından Büyükerşen.
Sonra tüm bu başarıların üzerine, 1999 yılından beri de Eşkişehir Büyükşehir Belediye Başkanı. Eskişehir, Anadolu’nun kültür ve sanat başkenti olacak hayali ile çıkmış yola, gerçekten de bu hayali gerçek yapmış. Sadece doğru belediyecilik anlayışı ve ileri vizyon ile istenirse neler yapılabileceğini görmek için bile mutlaka Eskişehir’e uğramalısınız.
Tam da bu düşünce ile 2015 yılında 19 mayıs tatilinde babamı aldım yanıma kalk baba gidelim dedim şu Eskişehir’e görelim başkan neler yapmış bilelim dedim. Bindik otobüse, tüm gün gezdik. Ben sadece babamla bu şehri görmek için çıkmıştım yola ama sonra ne oldu biliyor musunuz 🙂 Evlendiğim adam bu gezide buldu beni.
Gerçekten her şey bu gezi ile başladı. Okan ile İTÜ’de aynı dönemden uzaktan merhabalaşan ortak ders arkadaşlarıydık. Mezun olduktan sonra da senelerce birbirimizi görmedik duymadık. Taa ki 2015 yılında ben Eskişehir seyahatine gidip sosyal medyada paylaşım yapana kadar 🙂 Meğer gizliden gizliye sosyal medyadan beni takip ediyormuş. Ben paylaşım yapar yapmaz bana ‘’Memleketime gelmişsin, nasılsın? Napıyorsun?’’ diye mesaj attı. İşte böyle bir mesaj ile başlayan ilişkimiz, sonu evlilik ile biten bir aşka dönüştü. Yani Eskişehir’e gelin giden bir kızın kaleminden bu tavsiyeler 🙂
Eskişehir merkezi konumu ile nereden giderseniz gidin tam haftasonu gezmelik bir şehir. Güzel bir planlama ile 2 günde şehrin altını üstünü getirebilirsiniz ama şehri rahat rahat gezelim, tüm müzelere girelim ve tiyatro, opera gibi etkinliklere katılalım derseniz 2 gün yetmez tabii. Fazla kalırsanız bütçeyi de dert etmeyin çünkü Eskişehir öğrenci şehri olduğu için tam bütçe dostu bir yer.
Eskişehir’e Ne Zaman Gitmeli?
Peki ne zaman gidelim derseniz önce coğrafya dersine dönelim, karasal iklimi hatırlayalım derim. Kışları soğuk ve karlı , yazlar ise genellikle sıcak ve kurak. Burası Anadolu’nun ortasında karasal iklimi sonuna kadar yaşatan bir şehir. Yazın sıcak diye aldanmayın yaz akşamları bile bir anda buz gibi olan bir yer burası. Hatta tam da bu sebeple Eskişehirliler açık havada çok düğün yapmazlar. O yüzden ilkbahar ve sonbahar gezmek için en ideal zamanlar. Sonuçta, ne zaman giderseniz gidin akşam olduğunda sıcaklığın bir anda 15 derece düştüğü unutulmamalı. Yanınıza her daim kalın kıyafetler alın, giyince de bana dua edin:)
Eskişehir’e Ulaşım
Eskişehir İç Anadolu’da Ankara, Afyon, Konya, Bilecik, Kütahya, Bolu illerine komşu bir şehir. O yüzden ulaşım konusunda hem alternatif çok hem de mesafeler nispeten kısa.
İstanbul, Ankara ya da Konya’dan Eşkişehir’e gelecekler çok şanslı çünkü hızlı tren güzergahındalar. Eskişehir’ gelmek için en mantıklı, en konforlu ve en hızlı yol gerçekten hızlı treni kullanmak.
Hızlı tren ile İstanbul’dan Eskişehir’e 2,5 saatte varıyorsunuz. Biletler tek yön 46 TL. Biletinizi bu link üzerinden alabilirsiniz. Seyahatinize karar verdiğinizde acele etmekte fayda var çünkü İstanbul- Eskişehir biletleri her daim çabuk bitiyor. Hele de 29 Ekim, 19 Mayıs gibi bayram seyranlarda hemencecik bitiveriyor. Biz babamla 19 Mayıs’ta Eskişehir’e gitmeye karar verdiğimizde de mesela biletler tükenmişti ve otobüsle gitmek zorunda kalmıştık. İstanbul’dan otobüs ile Eskişehir 4,5 saat sürüyor ve tek yön kişi başı 60 TL’den başlıyor fiyatlar. Bir diğer alternatifiniz ise araba ile gitmek. İstanbul’dan arabanız ile yaklaşık 3,5 saatte Eskişehir’de olabiliyorsunuz. Yol üzerinde farklı noktalara uğramak ve daha özgür gezmek için biz hep arabayı tercih ediyoruz.
Eskişehir’de Konaklama
İtiraf ediyorum, ben hiç Eskişehir’de otelde konaklamadım. Yazıyı hazırlarken eşime dönüp Eskişehir’de konaklama öner bana dedim, direk bizim ev dedi:) ama merak etmeyin:) Zamanında Eskişehir’de düğün yapma ihtimalimiz olduğundan tüm otelleri araştırmıştım. Konuya fazlasıyla hakimim.
Eskişehir’in en lüks oteli; zamanında düğün için de gezdiğim en çok beğendiğim eski Rixos yeni adıyla Tasigo Eskişehir. Gecelik oda fiyatları en düşük 300-400 TL bandından başlıyor ama gerçekten spası çok çok güzel. Odalar çok şık ve konforlu. Bütçeniz elveriyorsa mutlaka bu otelde kalın derim.
Odunpazarı bölgesinde Abacı Konak Otel ve Arslanlı Konak Otel; Adalar bölgesinde ise SennaCity Otel ve Adalife Hotel‘de Eskişehir’de diğer konaklama önerilerim. Gece de dışarıda takılırız, porsuk kenarında yürüyüş yaparız ve gençlerle iç içe oluruz derseniz o zaman tavsiyem gençliğin aktığı Adalar bölgesinde konaklamanız olur.
Eskişehir Gezilecek Yerler
Odunpazarı Mahallesi ve Evleri: Eskişehir gezinizde ilk durak şehrin kültür ve tarih merkezi Odunpazarı olmalı. Eskişehir’ gelene kadar hep burayı Eskişehir’in bir ilçesi sanmıştım. Babamla ilk kez geldiğimde otobüs terminalinde Odunpazarı’na hangi otobüs gider diye sorup Tramway ile gidebilirsiniz dediklerinde ilk şoku yaşamıştım. Meğersem şehrin göbeğinde bir mahalleymiş burası.
Odunpazarı mahallesi, Eskişehir’in ilk yerleşim alanı o yüzden de Osmanlı sivil mimarisinin de en güzel örneklerinden biri olarak 2012 yılından beri Unesco Dünya Mirası Geçiçi Listesinde yer alıyor. Restore edilmiş renkli ve nostaljik Osmanlı evlerinin arasında tarihe yolculuk etmek çok zevkli. Biraz Safranbolu biraz da Beypazarını anımsatıyor burası bana ama daha renklisi olduğu için tabii ki favorilerimden.
Odunpazarı şehrin kültür ve sanat merkezi olduğu için gezilecek yerler listemizde yer alan çoğu müze de bu bölgede yer alıyor. Odunpazarı mahallesine geldiğinizde gezebileceğiniz müzeler; Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Lületaşı Müzesi, Kurtuluş Müzesi, Cumhuriyet Tarihi Müzesi ve Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykel Müzesi şeklinde uzayıp gidiyor. Yenileri de yoldaymış benden söylemesi.
Kurşunlu Camii ve Kurşunlu Külliyesi: Odunpazarı gezinizde bir diğer görmeniz gereken yapı Kurşunlu külliyesi. 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Acem Ali’ye yaptırılan külliyenin içerisinde caminin yanı sıra imaret, aşevi, kervansaray, şadırvan, sübyan mektebi, mevlevihane ve misafirhane de bulunuyormuş ama günümüzde mevlevihane ve misafirhane bölümleri galeri olarak hizmet veriyor. Burayı birkompleks olarak düşünebilirsiniz. Kurşunlu Külliyesi’ne geldiğinizde gezebileceğiniz yerler;
- Aktif olarak kullanılan adını kurşun kubbesinden alan Kurşunlu Cami
- Lületaşının çıkarıldığı tek yer Eskişehir olduğu için bu taştan yapılan eserlerin sergilendiği Lületaşı Müzesi
- Eski misafirhane bölümünde yer alan çini, tezhip, ebru ve cam sanatı gibi geleneksel el sanatları atölyelerinin yer aldığı hediyelik alışverişi de yapabileceğiniz El Sanatları Çarşısı
- Cam eşya yapımını izleyebileceğiniz Sıcak Cam Atölyesi
- Eskişehirli fotoğraf sanatçısı Osman Yaşar Tanaçan’ın adının verildiği ve kendisine ait 372 fotoğraf makinesi ve kamera, eski zamanlarda kullanılan film banyosu üniteleri, dergi ve kitap koleksiyonu ile karanlık odanın gezilebildiği Osman Yaşar Tanaçan Fotoğraf Müzesi
Atlıhan El Sanatları Çarşısı: Tarihi tüm şehirlerimizde olduğu gibi burada da eskiden tüccarların ve yük taşıdıkları hayvanların kaldığı hanlar, bugün birçok ilimizde kafe ve hediyelikçi olarak hizmet veriyor. Yine Odunpazarı’nda bulunan Atlıhan El Sanatları Çarşısı küçük avlusu ile samimi bir ortama sahip, Eskişehir’e özel hediye almak istiyorsanız burası geleneksel hediyelikçi dükkanlarından oluştuğu için aradığınızı bulacağını yegane yer sanırım.
Çağdaş Cam Sanatları Müzesi: Odunpazarı’nın tarihi evlerinden birinde 2007 yılında açılan ülkemizin ilk cam sanatları müzesi. Kendi alanında ilk ve tek olan Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’nin içerisinde hem ülkemizden hem de dünyadan seçili cam eserler sergileniyor.Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 10:00-17:30 arasında hizmet veriyor. Giriş kişi başı 5 TL, öğrenciler için ise 2 TL.
Cumhuriyet Tarihi Müzesi: Yine Odunpazar’ın da yer alan 1915-1916 yılları arasında inşa edilmiş Turan Numune Mektebi, 1994 yılından beri kentin Cumhuriyet Tarihi Müzesi olarak hizmet veriyor. Müze içerisinde Cumhuriyet dönemi öncesinde gerçekleşen savaşlarla kongrelerin yanı sıra meclisten ve cumhuriyetin ilk yıllarından kesitler sunan fotoğraf sergisini, Atatürk’ün portre resimlerini ve diğer Cumhuriyet dönemi günlerini resmeden çalışmaları, maketleri görebilirsiniz. Pazar günleri randevu ile gezilebiliyor, Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 10:00-18:00 arası açık. Giriş ücretsiz.
Kurtuluş Müzesi: Yine bir Odunpazarı evinin restore edilmesiyle halka açılan bir müzedeyiz. Kurtuluş Müzesi, Kurtuluş Savaşı tarihine odaklanan, savaş sürecini yazılarla, resimlerle, gazete küpurları ve belgesellerle anlatan harika bir yer. Müze Pazartesi günleri kapalı, hafta içi 10:00-17:00, hafta sonu 09:00-18:00 saatleri arasında açık. Giriş ücreti 6 TL, öğrenciler için 3 TL
Yılmaz Büyükerşen Balmumu Müzesi: Yine Odunpazarı Mahallesinde yer alan müze içerisinde ülkemizin ileri gelenlerinin, devlet adamlarının, sanatçıların, tarihi figürlerin, komedyenlerin balmumu heykelleri sergileniyor. Dünyanın birçok şehrinde bulunan Madame Tussauds Müzeleri’nin bir benzeri diyebiliriz ama müzeyi farklı kılan çok önemli detaylar var.
Müzedeki pek çok heykeli başkan Yılmaz Büyükerşen ve öğrencileri kendi elleriyle yapmış. Başkan Londra’da öğrenci iken Madame Tussauds müzesini geziyor ve içerisindeki Atatürk heykelinin aslına hiç benzemediğini görüp çok üzülüyor. Daha iyisini doğrusunu yapabiliriz diyor. Uzun araştırmalar sonunda tekniği öğrenip Eskişehir’ e bu müzeyi açıyor. Sonra da Londra’da yer alan Atatürk balmumu heykelini de Eskişehir’deki örneğe göre değiştirilmesini sağlıyor. O yüzden yine alkışlar başkana gelsin.
Müze Pazartesi günleri kapalı, hafta içleri 10:00-17:00, hafta sonları ise 09:00-18:00 saatleri arası açık. Giriş kişi başı 12 TL, öğrenciler için 6 TL.
Adalar Bölgesi ve Porsuk Çayı: Odunpazarı gezisinden sonra şehrin kalbinin attığı yere gidelim yani Porsuk Çayına. Yıllar önce Eskişehirliler’in suratlarını ekşiterek anlattıkları kokan bir dereyi başkan alıyor bugün Eskişehir’in en turistik cazibe merkezi haline getiriyor. Türkiye’de kaç ırmak, dere ya da çay var kimbilir. Kaç şehirde bu ırmağın üzerinde gondollarla geziliyor sorsam cevap sadece Eskişehir.
Hele İlkbahar’da yemyeşil manzaralar sunan porsuk’un etrafı gençlerle dolup taşıyor. Yiyeceğini içeceğini alan gençler Porsuk’un yanı başındaki çimlere yayılıp tüm gün keyif yapıyorlar. Eskişehir’de Porsuk çayı’nın etrafındaki birbirinden farklı köprülerden oluşan, etrafı çeşit çeşit kafe, restoran ve barla dolu şehrin en hareketli bölgesine Adalar diyorlar. Adalar Bölgesi’ndeki İki Eylül Caddesi, Doktorlar Caddesi ve Atatürk Caddesi Eskişehir’in en popüler kafelerinin, alışveriş dükkanlarının olduğu caddeler.
Hava güzelse önce Adalar’da güzel bir yürüyüş, sonra Porsuk’ta bot turu ardından ise keyif yapmak için Porsuk’un yanı başındaki çimlere yayılmak en güzeli.
Porsuk Çayı’nda Bot ve Gondol Turu: Avrupa’yı Anadolu’da hissetmek için Porsuk çayında gondol ya da bot ile tur atmadan dönmek olmaz. Porsuk Çayı’nı temizlettikten sonra birbirinden güzel heykelli köprüler yaptırıp Köprübaşı ve Kentpark arasında da bot ve gondol turları gerçekleştirmiş. İnanılmaz ama gerçek. Avrupa’da görmeye alışkın olduğumuz kabalı ve nehri olan her Avrupa şehrinde yer alan bot turu türkiye’de sadece Eskişehir’de var. bot turları yaz ve bahar aylarında gerçekleşiyor ve kişi başı 10 TL. En fazla 4 kişinin binebildiği gondol turları ise 30 TL.
Porsuk’da Gondol Turu
TÜLOMSAŞ Devrim Otomobili: Çoğu zaman vakit kalmıyor diyor çevrem ama bence hikayesi ile Türkiye gerçeğini yansıtan içimizi acıtan Türkiye’nin ilk arabası Devrim de görülmeden Eskişehir’den kesinlikle dönmemeli. Ülkemizin ilk ve tek yerli otomobili olan Devrim, Tülomsaş fabrikasında sergileniyor. Sanayi geçmişimizde ve teknoloji tarihimizde önemli bir yere sahip olan ve motoru da dahil olmak üzere tamamı Eskişehir’de 4,5 ay gibi kısa bir sürede yapılan Devrim otomobilinin tamamlanışı 1961 yılına uzanıyor. Adalar Bölgesi’nden kısa sürede ulaşabileceğiniz Tülomsaş fabrikasına mesai saatleri içerisinde giderseniz, kimliğinizi bırakıp Devrim otomobilini de ücretsiz görebilirsiniz. Devrim otomobili ülkemiz için gerçek anlamda bir ‘devrim’ niteliği taşısa da hiçbir zaman seri üretime geçememiş olması çok üzücü.
Eskişehir Parkları
Eskişehir’i Anadolu’da Avrupa’yı yaşatan şehir diye tanımlayınca, ülkenin en yaşil şehri deyince tabii Eskişehir’in parklarına ayrı bir başlık gerekiyor. Gerçekten böyle güzel devasa büyüklükte şehre nefes aldıran parklar Türkiye’nin hiç bir yerinde yok. Yine helal olsun başkan diyorum ve başlıyorum birbirinden renkli parkları anlatmaya…
Kentpark: İçinde havuzların, spor alanlarının, yürüme parkurlarının, yapay bir göletin ve kafelerin bulunduğu 300.000 metrekarelik alanıyla yemyeşil ortamı ile devasa bir kompleks; Kentpark. Aslında Dünya’nın en meşhur parkı Newyork’taki Central Park’ın Türkiye versiyonu gibi de düşünebilirsiniz. Bu parkı meşhur yapan en önemli şey ise: denize kıyısı olmayan kentte bu parkın içerisinde oluşturulan yapay plaj. Yanlış duymadınız ülkeminiz ilk yapay plajı Eskişehir’de Kentpark’da bulunuyor. Öyle bir plaj ve gölet yapılmış ki tüm su sporlarına uygun olarak tasarlanmış. Türkiye Kano şampiyonası bile burada yapılmış. Ülkemizin ilk yapay plajına giriş ise kişi başı 15 TL. Parka giriş ise ücretsiz, otoparkı da 3 TL. İsteyince adamlar Eskişehir’e deniz bile getirmiş deyip hayran kalmak için Kentpark’a mutlaka gitmelisiniz.
Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı: Kentpark ne kadar büyük dediysek Sazova ondan da büyük 400.000 metrekarelik alana yayılmış muhteşem bir park. Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı’nda gölet, Masal Şatosu, Korsan Gemisi, Türk Dünyası Bilim Kültür Merkezi, Esminyatürk Türk Dünyası Şaheserleri, Sabancı Uzay Evi, Bilim ve Deney Merkezi, ETİ Sualtı Dünyası ve Japon Bahçesi gibi noktaları gezebilirsiniz. Eskişehir’de gezilecek yerlerin başında gelen Sazova Parkı’nın içinde birçok oyun parkı, hediyelikçiler, kafe ve restoran da bulunuyor.
Özellikle Çocuklu aileler mutlaka ziyaret etmeli. Park çok büyük bir alanı kapsadığı için ve gezilecek çok fazla noktası olduğu için tamamını gezmek 1 tam gününüzü alacaktır. Çok fazla vaktiniz yok ise en azından gelip Paris Disneyland’daki Uyuyan Güzel Şatosu’nu model alan Masal Şatosu’nu görebilirsiniz. Şatoya giriş 10 TL, öğrenciler için ise 5 TL.
Şelale Park: Odunpazarı geziniz sırasında vaktiniz kalırsa Şelale Park’a da çıkabilirsiniz. Yapay bir şelalenin bulunduğu parka, hem şehir manzarasını izlemek hem de yemyeşil bir ortamda nefes almak ve dinlenmek için gidebilirsiniz. Parkın yiyecek ve içecek için işletmesi de bulunuyor. Özellikle yazın geziniz sırasında sıcaktan bunaldığınızda serinlemek için de bu parka çıkabilirsiniz. Wow bir durumu yok parkın gitmezseniz hiçbir şey kaybetmezsiniz ama vaktiniz var ise gün batımı için Eskişehir manzarasını tepeden izlemek için nefes almak serinlemek için güzel bir yer.
Eskişehir’de Yeme İçme
Türkiye gerçekten dünyanın en güzel lezzetlerine sahip ülkesi. Her yazdığım il de kendim bile ne kadar çok o şehre özel lezzet var diye şaşırıyorum. Gelelim Eskişehir’in lezzet duraklarına;
Çibörek: Eskişehir deyince akla ilk Çibörek geliyor. Çibörek için adresimiz ise efsaneleşmiş Papağan Çibörek. Zaten kapısındaki her daim kuyruk lezzeti ispatlıyor. Kırım Tatar Kültür Çibörek Evi, burası da Odunpazarı’nda yer alan hem lezzetli hem de güleryüzlü hizmeti ile efsane çibörekçi.
Balaban Köfte: Eskişehire gelip Balaban Köfte yemeden dönülmez. Şehirde büyük restaurantlarda bulamazsınız. Favori 2 yer var: Fahrettin Usta Balaban Kebap ve Abdüsselam Balaban Kebap Salonu
Kahvaltı: Kahvaltı için ise adres Doyuran Kahvaltı Salonu. Eskişehir’in en meşhur kahvaltıcısıdır. Salaş ama sıcacık bir yer, çeşidi bol, fiyatı ucuz. Hal böyle olunca öğrenciler her daim kapısında kuyruk.
Hamburger: Hamburger konusunda da Eskişehir’in kendi markası Pino var. Eskişehir’in ilk fast food zinciri aynı zamanda. Özel formülleri, lezzeti ve tazeliği ile Eskişehirliler için bu hamburgercinin yeri çok ayrı. Düşünün ki Mcdonaldslar Burgerkingler burada tutunamamış. Mutlaka denemenizi tavsiye ederim.
Cafe-Bar: Kafe olarak ise önerilerim Varuna Gezgin ve Traveler’s Cafe. Tüm gezginlerin bildiği sevdiği Varuna gezgin kafelerinin çıkış yeri Eskişehir. Eskişehir’de gezmek için yaşayan, yaşamak için gezen bir grup gönüllü seyyah’ın projesi bu cafeler. Eskişehir’de doğan, Ankara ve İzmir’deki kafeleriyle büyüyen bu gezginler tecrübelerini gezgin ruhlu insanlarla paylaşıyorlar. Mutlaka uğramalısınız kafelerin konseptleri de tam gezginlere göre çok güzel.
Restaurant: Eskişehir’in en şık restaurantı GAGA, dünya mutfaklarından yemekler sunuyor. Ben bu kadar şık takılmam, bana salaş lezzetler öner derseniz de Burgaz sokağın sonundaki Köfteci Apo derim. Küçüçük bir dükkan ama inanılmaz lezzetli köfte ekmekler yapıyor. İçerisine de mayonez, ketçap koyuyor ama çok yakışıyor.
Tatlı: Tatlı için ise şehrin en meşhuru met ve nuga helvası mutlaka denenmeli. Met helvası, Eskişehir’e özgü pişmaniye tadını andıran lifli helvadır. Nuga ise fıstıklı, cevizli versiyonudur.
Eskişehir’de Alışveriş
Eskişehir’den hediye ne götürelim derseniz tabii ilk cevap Eskişehir’in meşhur lületaşı ve lületaşından yapılma envai çeşit ürünleri derim. Lületaşı Müzesi ve çevresinde en farklı hediyelik alternatiflerini bulabilirsiniz. Hediyelik eşyanın Odunpazarı’nda yeri ise Atlıhan El Sanatları Çarşısı. Eskişehir’e özel hediye almak istiyorsanız burası geleneksel hediyelikçi dükkanlarından oluştuğu için aradığınızı bulacağını yegane yer sanırım. Bunun yanında met ve nuga helvaları da hediye için çokca tercih ediliyor.
Gelecek yazılarımdan ve videolarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf için beni buralarda da takip etmeyi unutmayın! 😉
Instagram: @renklirotalar
YouTube: Renkli Rotalar