Blog posts

Constance Prince Maurice: Kusursuz Bir Otel Deneyimi

Constance Prince Maurice: Kusursuz Bir Otel Deneyimi

Afrika, Mauritius, Yurtdışı

Mauritius babymoon rotamızın en unutulmaz günü kesinlikle Constance Prince Maurice’de yaşadığımız kusursuz otel deneyimimizdi. O yüzden bu deneyimizi sizin de yaşamanız için ayrı bir yazıda tek tek anlatıp sizi bu deneyime ortak etmem şarttı.  Böylece özellikle  babymoon, balayı, doğum günü vb özel günleriniz için bu oteller zincirinin ilk tercihiniz olacağına eminim. O zaman hazırsanız karşınızda Constance Prince Maurice: Kusursuz Bir Otel Deneyimi yazısı.

Constance Prince Maurice

Hint Okyanusu adalarında Maldivler, Şeyseller, Mauritius ve Madagaskar’da bulunan Constance otelleri ile yolumuz babymoon rotamız için Mauritius adasını seçince kesişti. Le Prince Maurice ise Mauritius adasının ve hatta dünyanın en iyi ada otellerinden biri olarak resmen fotoğraflarını görür görmez rüyalarımı süsledi. Bir yanda deniz kum güneş, bir yanda doğanın yeşilin içinde bir cennet. Yeşille mavinin lüksle muhteşem bir mimari ile buluşması bu otel.

Mauritius seyahatimizin 2. gününde erkenden otelimize ulaştık. Büyük bir çoşku ile hoşgeldin içecekleri ile karşlandık. Bir görevli otele girişimizden çıkışımıza kadar sadece bizimle ilgilendi, gün içinde de herhangi bir sorumuz olduğunda yine o yardımcı oldu. Misafirpervelik konusunda Bali otellerini tek geçerim diyordum ama bu otelde yaşadığımız deneyim orayı aratmadı diyebilirim.

Otel çok büyük bir alana yayılmış. Golf sahaları, spa, harika restaurantlar, kumsal, yürüyüş yolları ve hem su üstünde hem de plajın etrafında biribirinden şık suit odalar yer alıyor. Odalar birbiriyle renk ve stil açısından benzerlikler taşısa da her birinde farklı bir iç mimar ya da tasarımcının dokunuşu var. Bizim konaklayacağımız oda ise yemyeşil ağaçların arasından bir vaha gibi beliren su üstü villa idi. Aynı Maldivlerdeki konseptte olan su üstü vilları burada gölün üstüne yapılmıştı.

Özellikle sabahları kuş cıvıltıları eşliğinde kafa dinlemek için bu odalar enfes. Odamızda bizi biribirinden güzel hediyeler ve pasta ikramı bekliyordu. Bu sürprizler o kadar tatlıydı ki mesela orada hediye verilen Mauritius’un simgesi şişme dodo kuşu ile kızımız hala oynuyor. Bu da tatili hiç unutmamazı sağlayan tatlı bir anı olarak her gün hafızalarımıza kazınıyor. Oda da her detay düşünülmüş. Sizin ekstra hiç bir eşya yanınızda taşımanıza gerek yok. Plaj havlularından terliğe, bornozlardan ütüye, kremlerden şemsiyeye kadar aklınıza gelebilecek ihtiyaç olabilecek her şey odada mevcut. Mauritius’un sarj girişleri farklı bu arada ama o da düşünülmüştü.

Odamıza yerleşir yerleşmez golf arabaları ile otel turu yapıyorsunuz. Biz plajın atmosferine o kadar bayıldık ki hemen kendimizi turkuaz sulara attık. Palmiyelerin altında saatlerce yatmış olabiliriz. Bir de babymoon rotamıza ilham olan bu otelde kızımızın adını kumlara yazıp açıkladık. Bu da bizim için çok özeldi, kızımızın adı Ada’yı bir ada ülkesinde açıklamak unutulmaz bir anı oldu bize.

Rüya gibi bir kumsalda güneşin tadını çıkarırken her daim görevliler etrafınızda sizin tatilinizi keyfe dönüştürüyorlar. Sezlonglarınızda yer alan bayrakların renklerine göre bir ihtiyacınızın olup olmadığını ya da rahatsız edilmek istemediğinizi seçebiliyorsunuz. Tek tuşla sezlongunuza sipariş verme şansınız da var.

Sahilde keyif yaparken anne adayı hamiş Ebru’nun şımartılma saati geliyor. bu sayede otelin spasını da deneyimlemiş oluyorum. Otelin içinde ayrı bir alanda havuzu, odaları, dinlenme köşeleri ile yine kalbimi kazanıyor. Hele bir de hamile masajı ile kendim geçiyorum. Bu sefer gerçekten masajın keyfiyle rüyaya dalmışım. Hayatımda ilk kez uykumda konuştuğumu duyuyorum ama ne yazık ki Türkçe konuştuğum için ne söylediğimi görevli bayan anlamamış, hala merak ediyorum acaba ne söyledim o kadar rahatladığım bir anda diye düşünürüm.

Masaj sonrası biraz golf sahalarının etrafında Okanla yürüyüş yapıp bu sefer de sahil villalarını deneyimliyoruz. Otelde müsaitlik olunca 1 villayı bizim kullanımımıza açıyorlar. Bu şekilde de sahil odalarının da ne kadar keyifli olduğunu görüyoruz. Odadan tek adımla sana özel havuzunda güneşin tadını çıkarmak, 2 adım daha atınca da turkuaz sulara kavuşmak çok eğlenceli. Oteli gezmeye devam ettikçe görüyoruz ki tüm odalar çok şık çok güzel. Hatta devasa bir villayı gözümüze kestiriyoruz sonradan öğreniyorum ki Monako prensesi Stephanie’nin de hemen bitişikte bir villası varmış.

Tatilinizin bitmemesini isteyeceğiniz otelin sonsuzluk havuzu da oldukça etkileyici. Her şey incelikle düşünülmüş. Hem ana merkezde hem de plajın etrafında palmiyelerle çevrili çok keyifli havuzları var. Manzarası o kadar güzel ki normalde havuz sevmeme rağmen orada da vakit geçirmek istiyor insan, biz de dayanamayıp biraz da oradaki sezlonglarda uzanıp havuzda da yüzmeden odamıza dönmüyoruz.

Artık güneşi odamızın verandasında batırma zamanı geliyor. Ardından hazırlanıp çok methini duyduğumuz restaurantlarını deneyimleme zamanımız geliyor. Upuzun bir kumsalda ya da salların üzerinde yer alan Le Barachois restoranda akşam yemeği yemek paha biçilemez. Sahilde ateşler yakılmış, mum ışığı tüm masalarda bir yanda canlı müzik diğer yanda meltem tatlı talı esiyor ambiyans harikaydı. Ufak bir not paylaşmam lazım ki drees code zorunlu. Zaten ortamın güzelliğini ve şıklığını görünce hak vereceksiniz. Ben topuklu sandaletlerim ile elbise giyerken, Okan da hava sıcak diye gömlek ve şık bir şort giyiyor ama bir de ne görelim, herkes şıkır şıkır. Erkeklerin hepsi pantalonlu olunca Okan şort ile retauranta alınmıyor. Erkeklerin pantalon giymesi şartmış, iyi ki yanında zorla bavula soktuğumuz pantalonu da varmış. Güldüğümüz bir anı oldu.

Yemeğe geçtiğimizde ise artık otel için tüm övgüler boğa burcu olan Okandan gelmeye başladı. Hayatımızda gördüğümüz açık ara en iyi açık büfeye sahip otel. Yiyecekler başlangıç, salata, soğuk meze, ara sıcak, ana yemek ve tatlı şeklinde bölünmüştü. Her bir bölümde görevliler size sunum yapıyorlar. Size özel tabak çıkartıyorlar. Bizim şansımıza o gece deniz ürünleri gecesiydi ve hayatımızda yediğimiz en iyi deniz ürünlerini orada yedik, en farklı en çok çeşit deniz ürünün bir arada orada görmüş olduk. Okan’ın resmen yemeklerden gözü döndü, heyecanlandı.

Artık odamıza döndğümzde ise yine hediyelerle karşılandık. Otelden ayrıldığımız dakikaya kadar her an şımartılmak inanılmaz güzel bir histi Adakız sizi asla unutmayacak. Okan için ise hayatında yediği en iyi açık büfe otelin sahibi olarak unutulmaz olacaksınız. Biz şimdiden bir sonraki Constance otel deneyimimizi; ada ile ada tatilimizi heyecanla bekliyoruz.

Leave a Comment

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir