Geldik şimdi Maldivler’de balayının en zevkli kısmına. Gideceğimiz zamanı belirledik, Maldivler’i öğrendik. Uçak, tur, otel hepsini seçtik. Artık güzel bir tatili hakettik. Şimdi gelelim bakalım bu cennet adada neler yapalır? Neler yenir? Neler içilir? Nasıl vakit geçirilir?
Okumadıysanız önce sizi Maldivlerle ilgili doğru bilinen yanlışlar, Ne zaman gidelim?, Nasıl gidelim ? ve Maldivler tur ve otel seçimi yazılarına alalım. Sonra işin en zevkli kısmından birlikte devam edelim olur mu?
Maldivler ile anlatacağım yeme içme ve aktiviteler kısmı çoğu ada otelde benzer olmak ile birlikte bazı aktiviteler bazı otellerde paralı ya da daha farklı olabilir. O yüzden anlatacağım deneyimler aslında benim seçtiğim otele yani Anantara Dhigu Maldives’e özel gibi düşünebilirsiniz. Farklı bir otel tercih ederseniz de bu otelde de aynı olanağın olup olmadığı varsa da ücretli olup olmadığını öğrenmekte fayda var.

Şimdi gelelim Maldivler’e ayak basar basmaz yaşayacağınız birbirinden özel deneyimlere ve bu deneyimlerin bu kadar yüksek bütçeye deyip değmediğine. Biz Maldivler’e THY ile direkt uçtuğumuz ve gece yarısı uçuşu olduğu için 8 saatlik uçuşta direk uyuduk ve sabah dinç bir şekilde uyanıp Maldivlere yaklaşmayı tepeden seyretmeyi bekledik. Eğer transferiniz deniz uçağı değilse bu muhteşem cenneti tepeden seyretmek için check in sırasında mutlaka cam kenarından ve kanatlara denk gelmeyen koltukları seçmelisiniz. Bu şekilde manzaraya doyum olmaz. Uçuşumuzun yaklaşık 15-20 dakikalık bölümünde yukarıdaki gibi birbirinden güzel Maldivler’e özgü hep afişlerde gördüğünüz hayalini kurduğunuz manzarayı izleyerek geçiyor. Sadece bu görüntü bile başlı başına özel bir deneyim ve kalp atışlarınızın hızlanmasına yetiyor.
Başkent Male havalimanına vardığınızda ise artık Maldivler’in en özel misafiri sizsiniz çünkü herkes ama herkes sizin tatilinizin unutulmaz geçmesi için çalışıyor. Bir kere bile tur ile ilgili isim vermemiz ya da belge çıkarmamız gerekmedi. İsimlerimizi elinde tutan bir kişi bizi karşılayıp hemen bavullarımızı aldı ve otelimizin havalimanı lounge kısmına götürdü. Burada bize Bali’ den de alışık olduğumuz taze sıkılmış soğuk içeçekler ve mentollü havlular dağıtıldı. Diğer misafirlerin de gelişi ile birlikte 10 dakika içinde hızlı feribotun kalkacağı alana varmıştık. Güvenlik çok çok önemli. Hemen herkese yelekler dağıtıldı. Oturduktan sonra gerekli bilgiler aktarılıp yine tüm yolculara mentollü havlu ve su ikram edildi. 30 dakikalık keyifli bir yolculuk sonrası ise adamıza vardık. Bir de ne görelim otel çalışanları şarkılar davullar eşliğinde bizi bekliyorlar. Kalp atışlarım hızlandı demiştim ya artık adayı uzaktan görüp hissetmeye başladığın anlarda o çoşku, o mavilik, o cennetten çıkma görüntü karşısında adeta kalbim hızlı hızlı atmaktan duracaktı ve zaten adaya ayak basar basmaz heyecanıma yenik düşüp ağlamaya başladım. O an işte verdiğimiz tüm paraya değmişti. 35 ülke gezmiştim ama ilk zamanlar burun kıvırdığım Maldivler beni heyecandan mutluluktan ağlatmayı başarmıştı. Resmen cennetteydik.

Bu muhteşem karşılama sonrası yine ikramlarla karşılanıp hemen fotoğraflarımız çekildi. Sonradan öğrendik ki çıkarken bu fotoğraf bize hediye olarak verilecekmiş. Ne kadar değiştiğimizi görecekmişiz. Değişmek ne kelime resmen anlamadan güneşten kavrulmuşuz. Sonradan anladık:)
Veee hemen golf arabaralarıyla bizi odamıza götürdüler. O sırada zaten ada da nerde ne var, tüm imkanlar, restaurantlar her şey size detaylıca anlatılıyor. Adanın en lüks odasında konakladığımız ve balayı misafirleri olduğumuz için bizim odanın uşak hizmet varmış. Uşak hizmeti de şu şekilde oluyor. Bize bir görevli tahsis edilmiş. Bu kişiye de tek tuşla ulaşabileceğimiz bir telefon veriliyor. Kendisi bizim adımıza tüm rezervasyonları tüm ayarlamaları yapıyor, sorduğumuz sorulara anında cevap veriyor, istediğimiz anda istediğimiz ürünü yemeği getiriyor gibi ama çok gerekli mi derseniz cidden gereksiz ama yine de insan kendini çok önemli hissediyor o ayrı:)

Odaya girdiğimiz andan itibaren çığlıklar başlıyor. Çünkü hayallerimin de ötesinde bir manzara ve sonsuz bir mavilik bekliyor bizi. Her şey o kadar kusursuz ki sadece sevinç kahkahalarım bu kusursuzluğu bozuyor. Hele o banyo o çiçeklerle süslü küvet inanılmaz yaa:) Yatağımız da süslenmiş her şey ama her şey bizi mükemmel bir biçimde ağırlamak için tasarlanmış. Sonra zamanı geliyor odanın sürgü camlarını açıyorum ve yıllardır hayalini kurduğum görüntü karşımda bir adım uzaklıkta. Maldivler’in oksijenini soluyorum. O adımı atıyorum ayağımı Maldivlerin masmavi suyuna değdiriyorum ve işte o unutulmaz deneyim başlıyor:) Görevli odadan çıkar çıkmaz kendimizi suyun kucağına bırakıyoruz:) veee 5 gün boyunca da bir daha sudan çıkmıyoruz.

Maldivler’de Yeme İçme
Maldivlerin adalarında hindistan cevizi hariç hiç bir şey yetişmemektedir. Bu sebeple yiyecek ve içecekler öncelikle dışarıdan, başkent Male’ye ithal edilir, sonrasında da otellere dağıtım yapılır. Bu yüzden de oteller fiyatlarının yanında 2 çeşit vergi uygulamaktadır: % 10 servis bedeli ve % 8 ürün ve hizmet bedeli ( bu vergi sürekli olarak yükselmektedir) Hatta bu vergilendirmeyi konaklama, ekipman ya da tur satın alımı, spa vb aktivitelerde de göreceksiniz. Yani o yüzden en azından konaklamayı vergiler dahil edilmiş şekilde ödeyip kafanız rahat bir şekilde adaya gelmeniz önemli.

Bizim otelde sistem söyleydi. Normalde otel, oda kahvaltı hizmet veriyor. Bu sebeple kahvaltı her zaman açık büfe servis ediliyor. Gerçekten muazzam yok yok kahvaltıda. Öğle yemeği ve akşam yemeği ise ala carte. Yani ne tarz bir ürün yemek istiyorsanız o restauranttan rezervasyon yapıp yemeği yediğinizde ödeme yapıyorsunuz. Hiç bir fiyata vergi dahil değil unutmayalım:)
Biz konaklamamızı yarım pansiyon seçtiğimiz için akşam yemeğimiz konaklamamızın içindeydi. Öğle yemeği yemek bir kere bile aklımıza gelmedi zaten günü bölüp yemeğe gitmek de istemezdik. Yanımızda bir sürü kuruyemiş vardı en fazla acıktığımızda atıştırmalık o kuruyemişlerden atıyorduk kısaca biz öğle yemeğine hiç mi hiç ihtiyaç duymadık. Saat 7 civarı kalkıp, kalkar kalkmaz ayılmak için denize giriyorduk. 1 saat takılıp duşumuzu alıp giyinip hopp atlayıp bisikletlerimize biraz çevre gezisi sonra kahvaltıya gidiyorduk. Saat 11.00 civarı kahvaltıdan anca kalkabildiğimiz için öğle yemeğine tekrar gerek duymuyorduk.
Akşam yemekleri için ise bizim Anatara Veli ve Anantara Dhigu otelleri dahil yaklaşık 10 ayrı restaurantı bulunuyordu. Her restaurantın konsepti ise farklı farklıydı. İtalyan, thai, Japon, deniz ürünleri vb çok fazla alternatif bulunuyordu. Her gün bir restaurantı denemek ise başlı başına bir deneyimdi. Önce uşağımız aracılığı ile istediğimiz restauranttan istediğimiz saate rezervasyon yaptırıyorduk, sonra da genelde 7-8 civarı hazırlanıp restaurantı bulmaya çalışıyorduk. Bazı restaurantlar karşı adada olduğu için tekne ile geçiyorduk. Her yemek başlı başına bir deneyimdi. Menülerde ücretsiz yiyebileceğimiz alternatifler yanında ekstra bedel ödeyerek tüketebileceğimiz alternatifler de vardı. Ücretsiz olarak menüden her akşam bir starter, bir ana yemek ve bir de tatlı seçiyorduk. İçecekler ise ne yazık ki çoğu otelde olduğu gibi ekstra ücrete tabiydi. Biz genelde ucuz olsun diye bir birayı beraber paylaşıyorduk. Odamıza döndüğümüzde ise kalan ikramlık şampanyamızı tüketiyorduk 🙂 Bir bira ortalama 10 dolar civarındaydı. Yediğimiz tüm yemekler lezzetliydi ve her zaman menüler doyurucuydu. O konuda içiniz rahat olabilir.

Adada ulaşım
Ada’da ulaşım aracı olarak sadece golf arabaları ve bisiklet var. Adalar arası ulaşım için ise tekneler var. Kum adaları ziyaret için ise ya yüzeceksiniz ya da kano ile gezeceksiniz. Doğa ortam o kadar mükemmel ki o kusursuzluğu yok edecek hiç bir görüntüye ada da yer yok. Golf arabalarını ise sadece görevliler kullanıyor. Odalar her gün hem sabah hem de akşam temizleniyor. Küvet ise sadece temizlenmekle kalmıyor bir de üstüne köpüklerle doldurulup çiçeklerle süsleniyor. O yüzden görevliler eşyaları golf arabaları ile taşıyorlardı.
Sınırsız bisiklet kullanım hakkımız vardı. İstediğiniz yerden bisikleti alıp her hangi bir bisiklet park noktasında ya da istediğiniz yer de park edip tekrar tekrar başka bisiklet alabilirsiniz. Yani bisikletler herkese ait. Siz A noktasından B noktasına götürüor ama B noktasında aynı bisikleti bulamayabiliyorsunuz. Bulduğunuz başka bir bisiklet ile yola devam ediyorsunuz. Bir tek evininiz önünden bisikletler alınmıyor. Bisiklet park noktaları da adanın her yerinde sistem böyle güzel olunca bisikletsiz kalmak mümkün değil. her an her yerdeler vee tabii ki ücretsizler. Her gün 1 saat adanın etrafında bisikletle geziniyorduk inanılmaz zevkliydi.

Odalarda adada ücretsiz neler var?
- Balayı için geliyoruz derseniz, şampanya, tatlı ve meyve ikramı oluyor. Bu arada istediğiniz gibi balayı misafiriyiz diyebilirsiniz çünkü evlilik cüzdanınızı kontrol eden yok.
- Odalarda sınırsız şişe şişe su var. Daha önce giden arkadaşlarım kendi otellerinde en büyük problemin su olduğunu çünkü paralı olduğunu söylemişti ama bizim otelde cidden sınırsız ve bedavaydı.
- Odalarda tabii su ıstıcısı ve kahve makinesi de bulunuyordu. Envai çeşit çay ve kahve her daim ücretsizdi. Her gün kahvaltı sonrası çayımızı kahvemizi denize nazır verandamızda içiyorduk.
- Odamızda ütü, parmak arası terlikler, güneş kremi, tüm losyonlar, tüm duş ve spa malzemeleri, plaj havlusu, plaj çantası, yoga matı vb. her şey bizim kullanımımız içindi. Özellikle Maldivler güneşi çaktırmadan inanılmaz yakıyordu. Bir anda kavrulduk. Odada ki güneş kremi çok işe yaradı. Spa malzemeleri de o kadar güzeldi ki bazılarını yanımızda getirdik, hala kullanıyoruz:)
- Yine bizim otelimizde snorkel takımları bedavaydı. Su sporları merkezine gidip imza atınca otelde konakladığımız süre boyunca sınırsız kullanıma sahip snorkeller teslim ediliyordu.
- Bunun yanında her gün 2 saat ücretsiz kano kullanım hakkımız vardı. Su sporları merkezinde imza atıp kanolarımızı alıp çevre kum adalarına yolculuk yapıyorduk.
- Sabahları kalkabilirsen ücretsiz yoga dersleri de oluyordu. Ben ise hiç uyanıp yetişemedim. Her zaman o masmavi denize girmek daha cazip geliyordu.
- Fitness merkezi de çok kapsamlıydı ve ücretsizdi, üstelik meyve ikram ediliyordu. Son gün üstümüzü değiştirmek haricinde burayı da hiç kullanmadık.
- Anantara Dhigu ile Anantara Veli otelleri arasında her gün her saat her dakika ücretsiz shuttle tekne servisi vardı. Bekleme alanına geldiğinde kişi sayısı bakılmaksızın sizi hopp 5 dakika da karşı adaya bırakıyordu. istediğimiz an hadi karşı ada da denize girelim oranın havuzunda takılalım diyebiliyorduk.
- 2 otelde de yıldızların altında sahilde açık hava sineması kuruluyordu. Akşam 20.00 ‘de film başlıyor, istersen ücretsiz katılabiliyordun. 1 gece katıldık, güzel bir deneyimdi.
- Son olarak ise; otelin su üstünde mükemmel bir spa merkezi vardı. Bizim otel, yine balayı çiftlerine özel spa merkezinde kullanılmak üzere 50 dolar indirim hakkı veriyordu. Şans yanımızda olmasa o hakkı kullanmayacaktık ama siz mutlaka başından o hakkı kullanmaya bakın çünkü mükemmel bir spa deneyimiydi.

Spa Deneyimi
Normalde balayı çiftlerine spa alanında kullanmak için 50 dolar kredi veriliyor ama bu para hiçbir şeye yetmez zaten Bali’de masajın en kralını yaşadık, gerek yok para harcamaya demiştik. O hakkı da komple unutmuştuk. Otelden ayrılacağımız son gün check out yaptıktan sonra sahilde takılırız derken birden çok şiddetli yağmur başladı ve bir türlü tam olarak dinmedi. Eşimin de suratı o kadar fena yanmıştı ki arada kabuk atıyordu. Birden aklıma 50 dolar spa kullanımı geldi. Masajlar çok pahalıydı ama banyolarda bu hakkımızı kullanabiliriz diye düşündüm. Önce çok istekli olmadılar, masajlarda bu kredinin geçerli olduğunu söylediler ama bayağı bir ısrar ve mantıklı açıklamalar ile özel bir süt banyosuna çift olarak girmemize ikna olup rezervasyon yaptırdık. İyi ki de ısrar etmişim ortam mükemmeldi.
Rezervasyon saatimizinden yaklaşık yarım saat önce spa merkezine gittik, iyi ki de öyle yapmışız. Ortak alanda biz süt banyonuzu hazırlayana kadar vakit geçirebilirsiniz dediler. Kabinlerde ihtiyacınız olabilecek her şey ama her şey fazlasıyla vardı. Ortak alana bir çıktık, böyle bir manzara yok. Suyun üstündesin, güneş batıyor ve sen sıcak jakuzi’de bu ana tanıklık ediyorsun. Buhar odası ve sauna da yine ücretsiz kullanabiliyorsun. Süt banyomuz hazır olduğunda bizi sadece bize ait bir villaya aldılar. Denizin dibinde süslenmiş süt banyosundasın. hindistan cevizi yiyip, rahatlatıcı çaylar içiyorsun. Sanırım bundan daha güzel adaya veda edemezdik. Tüm vücudumuz yumuşacık oldu. Tüm spa deneyimimiz 3 saat sürmüştür ve biz sadece vergiler dahil 13 dolar ödedik. O yüzden sonuna kadar spa deneyimi için ısrarcı olun.

Ücretli aktiviteler neler?
Standart kanolar haricinde şeffaf kanoları kullanmak isterseniz ekstraya giriyordu. 1 saatlik ücreti 25 Dolar civarındaydı. Ben uzun ricalar sonucunda ücretsiz deneyebildim.
Tüm su sporları ada da mevcuttu. Aklınıza gelebilecek her su sporunu deneme ya da ders alma sansınız vardı ama cidden aşırı pahalıydı. Mesela ben stand up paddle board yani kürek sörfünü aşırı denemek istiyordum kesin ücretsiz ve kolaydır diye düşünüyordum. Kürek sörfü için ayrıca bir mağaza vardı ve 1 saati 60 dolardı. İlk kez binecekler için yanlarında gözetmen de gerekiyormuş. Açıkcası 1 saat için çok pahalı geldi binmedim.,

Bunun yanında çok alternatifli turlar vardı. Günübirlik tekneler ile gidilen ve en az 4 kişi olmanız beklenen turlar bunlar. mesela mercan resiflerinde snorkel turu, dalış turu, lokal ada ziyareti turu, balina izleme turu, gün batımında balık tutma turu, mantaray turu vb. çok fazla alternatif vardı. Ben mantaraylerle yüzmek çok istiyordum ama ne yazık ki sezonunu kaçırmışım. Lokal ada turumuz da 4 kişilik talep olmadığı için gerçekleşmedi açıkcası hiç üzülmedik zaten yine 90 dolarlık ücretinden dolayı çok kararsızdık. Sadece snorkel turunu deneyimledim. Kişi başı 60 dolardı. Gerçekten bir an bile sudan çıkamadım her an yeni bir balık türü ile karşılaştığım için hiçbir şeyi kaçırmak istemedim.
Mercan resifleri yıllık ortalama deniz suyu sıcaklığı 20 °C’nin üzerinde bulunan bölgelerde, kıtasal kenardaki adaların sığ sahillerinde, kalkerli bitkisel ve hayvansal organizmaların yığılımına verilen isim. Mercan resiflerinin bulunduğu alanda en çok balık türü görme sansınız oluyor ve turlar da bu alanlarda yapılıyor. Önce rehber tekneden suya atlayıp alanı kontrol ediyor, Balıklar istenilen seviyedeyse sırayla siz de suya girip rehber eşliğinde bir tur yapıyorsunuz. Hani Maldivlerin meşhur tepeden görüntülerinde yer alan yuvarlaklar var ya işte onlar mercan resifleri alanı siz o alanın çevresinde tam bir tur atıp Maldivlerin su altı yaşamına tanıklık ediyorsunuz. Su kaplumbağalarıyla mı kayıp balık memo mu ne ararsanız hangi renk isterseniz hepsi var. Biraz yorucuydu ama eşsiz bir deneyimdi.

Maldivler’in olmazsa olmazları
- Güne suda merhaba demek. Ayılmak için uyanır uyanmaz masmavi sulara atlamak.
- Bembeyaz elbiselerle eşinle birlikte nikah tazelemek. Maldivlere özel fotoğraf çektirmek.
- Bisikletle ada turu yapmak, istediğin yerde durup istediğin zaman devam etmek.
- Denizin üstünde ya da altında Maldivlere özgü bir spa deneyimi yaşamak.
- Yıldızların altında dalga sesleriyle film izlemek.
- Gece tropikal balıkların odanı ziyaret etmesini izlemek. Her gün yeni bir balık türü ile tanışmak.
- Mercan resiflerinde dalış yapmak , snorkel ile binlerce rengarenk balık ile birlikte yüzmek.
- Her gün yeni bir kum ada keşfetmek.
- Her gün binbir çeşit ve renkte hepsi birbirinden lezzetli tropikal meyvelerden ağzın sulana sulana yemek.
- Su üstü villanda havuzunda şampanya patlatıp güneşin batışını izlemek.

O zaman sizi daha da gaza getirmek için Maldivler balayımızın kısa videosunu buraya bırakıyorum. Keyifli seyirler…
Maldivler’den paylaştığım fotoğraflara Instagram’da #renklirotalarmaldivler hashtagi ile ulaşabilirsiniz.
Gelecek yazılarımdan ve videolarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf için beni buralarda da takip etmeyi unutmayın! 😉
Instagram: @renklirotalar
YouTube: Renkli Rotalar
2 Comments