Doğunun en büyülü yeri Mardin, söylendiği gibi taşın ve inancın şiiri. Öyle büyülü bir havası var ki Mardin’in vardığın andan itibaren topraklarında tüm dillerin de tüm dinlerin de var olduğunu, batı ile doğunun kucaklaştığını hissediyorsun. Türkiye’nin hiç bir şehrine benzemeyen çok özel bir yer burası, emin olun kaç kez giderseniz gidin aynı büyülü hissi yaşatacak bir şehir. Bu sefer rotamıza rengini Mardin’in simgesi haline gelen sarı kalker taştan yapılma evleri ve Mardin sokaklarında salınan kokusu ile safran sarısı verdi. O zaman hazırsanız işte karşısınızda Doğu’nun gerdanlığı sarı rota Mardin gezi rehberi..
Ben Mardin kenti
Bir yanı Deyrulzafaran’dır.
Bir yanı Ulu cami…
Ayaklarımın altında uzanır Mezopotamya
Ben, bedeni kaleler üzerine inşa etmiş Mardin kenti
Ben taşın ve inancın şiiriyim…
Ben Mardinim çünkü..
Mardin’e Ulaşım
Ben Mardin’e 2 kez gittim. İlkinin tam tarihini bile net hatırlayamıyorum o kadar eski. 2011 ya da 2012 yılında sanırım Güney Doğu Anadolu turu kapsamında gezmiştim. Son gidişim ise bu sene 2018 Mayıs ayında oldu. İş için Diyarbakır’a proje çıkınca ben de bu fırsattan istifade çok çok erken saate uçağımı Mardin’e aldırdım ordan da akşam üzeri direk Diyarbakır’a gittim. Dönüşüm ise Diyarbakır’dan oldu.
Mardin’e hem THY hem de Pegasus uçuyor hatta Ankara ve İzmir’den de Mardin’ direkt uçuşlar bulunuyor. Bu gezide bizim Mardin’de kısıtlı zamanımız olduğu için ben THY’nin 05:40 uçağını tercih etmiştim. Resmen Mardin’i tekrar gezicem diye uyumadan gittim. Uçakla yaklaşık 2 saatte Mardin’de oluyorsun.
Mardin’de Ulaşım
Mardin’i gezmek için bence en ideal yöntem kesinlikle araba kiralamak. Havalimanından kiralayacağınız araba ile Midyat, Dara, Diyarbakır, Hasankeyf gibi çevre kasaba ve şehirleri de gezebilirsiniz ama sadece günübirlik Mardin’i gezecekseniz o zaman araba kiralamak yerine taksi ya da rehber tutmanızı öneririm. Bizim iş için akşam üzeri Diyarbakır’daki toplantıya yetişmemiz gerektiğinden kısıtlı zamanda yol bulmak ya da araba park etmek ile vakit kaybetmeyelim diye önden rehberlik de yapan bir taksi ile anlaştık. Bu rehber bizi havalimanından aldı, aşağıda yazdığım tüm gezilecek yerler listesine götürdü ve sonrada Diyarbakır’daki toplantımıza yetiştirdi. Sadece zamanımız yetmediği için Midyat’ı dahil etmedik. Bu tur için toplam 300 TL’ye anlaştık. 2 kişi olduğumuz için adam başı 150 TL ödemiş olduk. Daha kalabalık olsak araba kiralamaktan daha ucuza bile gelebilirdi.
Buaraya kadar her şey çok güzeldi, tam Diyarbakır’daki otelimizin önüne geldik. Parayı ödeyip gidicez. Rehber bir anda bizden 400 TL istemez mi? Nerden çıktı 300’e anlaştık dedik. Yok diyor 400 TL’den aşağısı kurtarmıyor. Olur olmaz böyle dedin demedin derken biz bir gerildik bayağı sinirler zıpladı. O anları size söyle resmedeyim taksici E5 gibi bir ana yol üstünde durmak zorunda kaldı. Otelin girişini bulamadı. Ben yol üstünde etekle taksiye doğru eğilmiş fiyat pazarlığı yapıyorum. vızır vızır arabalar geçiyor ve bize bakıyor. Baktım uzuyor tartışma, arkadaşım arkada yan yolda duran toma aracındaki polislere durumu bildirdi. Tam polisler geliyor dedim ”ya bu anlaştığımız parayı al yoksa polise şikayet edersem 1 TL bile alamadan eve gidersin” deyince kabul etti. Zorla helallik de alıp vedalaştık:) Son anda yaptığı kazık sebebi ile size rehberimi öneremiyorum. Mardin’de taksicileri internetten araştırıp ararsanız hepsi bu gezdirme işini yapıyor. En azından benim ödediğim ücret size referans olur. İsteyen olursa bana burdan ya da İnstagram üzerinden yazarsanız yine bu rehberin numarasını da başka alternatif numaralar da iletirim.
Mardin’e Ne zaman Gitmeli?
Mardin’in en güzel zamanı bence Sonbahar. Çünkü hem yazın kavuran sıcakları gidiyor hem kuru sezon hem de yaz bitti diye üzülmeye başladığın zamanda yine seni yaz sıcakları ile buluşturan bir şehir. Sonbahar’da gidemezseniz benim gibi ilkbahar aylarında gidebilirsiniz. Sonbahar’dan tek eksiği değil ne yazık ki fazlası çok yağmur yağabilmesi. Ben denk gelmedim ama giden bir çok arkadaşım sağanak altında kaldı İlkbahardaki Mardin gezisinde. Hele de önden alınan biletlerde tarihin yağmura denk gelip gelmeyeceğini kestirmek çok zor. Tamamen iş şansa kalmış. İlkbahar aylarının bir özelliği de Mardin Bienalinin genelde Mayıs ayında yapılması. Yağmur bahane bence bienal zamanı Mardin’de olmak şahane olur. Mardin’in tarihi mekanlarında batının yansımalarını sentezini izlemeyi bir sanatsever olarak çok isterdim. Bir daha sansım olsa Mardin’e bienalde gitmek isterim. Kışın ise Mardin sokaklarının karlı hali çok güzeldir. Soğuk sıkıntı değilse uçak bilet fiyatları da düşeceğinden yine güzel bir alternatif olabilir.
Mardin’de Konaklama
Mardin’e 2 kez gittim ama ne yazık ki ikisinde de konaklama sansım olmadı. Halbuki Türkiye’de bir Kapadokya bir de Mardin çok özel konaklama tesislerine sahip olan 2 bölge. Kapadokya’da mağara otellerde konaklama sansım oldu ama Mardin’in sarı kalker taşından yapılma hanlarında konaklamak da çok istiyorum, umarım en yakın zamanda kısmet olur. Otellerde önerim Mardin gibi bir şehirde tarihi dokuyu yaşatan taştan yapılma konak otellerde ve eski şehir merkezşnde konaklamanız. Gördüğüm beğendiğim kalanlardan duyduğum derken gelelim benim önerdiğim otel alternatiflerine:
Mardius Tarihi Konak: Benim Mardin’de açık ara favori otelim ama fiyat olarak da en yüksek olanı. Eşimle bir gün tekrar Mardin’e gitme fırsatım olursa mutlaka burda konaklamak istiyorum. Fiyatından dolayı 1 gece de olsa özel gün kutlamaları için tercih edebilirsiniz. Bütçenizi çok aşarsa da en azından akşam yemeği için oteli deneyimleyebilirsiniz.
Mardin için yine tarihi dokuyu yansıtan ama daha bütçe dostu Mardin merkezde yer alan alternatifler ise şu şekilde: Tuğhan Hotel, İzala Hotel, Zinziriye Hotel, Kaya Ninova, Merdin Hotel, Kasr-i Abbas
Kasr-ı Nehroz: Bu otel ise Midyat için favorilerden kendinizi Sıla dizisinin başrolü gibi hissedebilirsiniz. Otel dizinin çekildiği konakların benzeri. Mardius gibi tarihi dokulu 1600 yıllık bir yapı.
Mardin Gezilecek Yerler
Mardin, gezilecek yerler bakımından oldukça zengin bir şehir. Sadece şehir merkezinde bile en az 2 gün gezecek kadar yer var. Çevre ilçeler, iller, antik kentler derken Mardin geziniz için en az 3 gün ayırmalısınız. Çevresinde göreceğiniz şehirlere göre gün sayınızı artırmanızı öneririm. Bir de Pazar günü kiliselerin, Pazartesi günü de müzelerin kapalı olduğu unutulmamalı.
Eski Mardin Evleri ve Sokakları: Mardin gezinizin olmazsa olmazı Mardin evlerini tanımadan, o evlerin sokaklarında dolaşmadan hatta o evlerden yapılma bir otelde konaklamadan Mardin’in büyüsünü anlayamazsınız. Mardin’e ayak basar basmaz bence bu sokaklara atın kendinizi. Eski Mardin sokakları labirente benzer şekilde düzenlenmiş. Gündüz dolaştığınız o evleri sokakları, gece ise manzara noktasından seyredin. İşte o zaman bu evlerin manzarasına neden gündüz mezarlık gece gerdanlık dendiğini çok iyi anlarsınız. Gündüz mezar yığınını andıran bu labirent gibi üst üstte evler gece ışıl ışıl manzarasıyla resmen bir gerdanlığı andırıyor.
Tabii bu evlerin rotamıza rengini de veren özelliğinden bahsetmemek olmaz. Mardin evlerinin özelliği bölgede kolayca bulunabilen sarı kalker taşından yapılmış olması bu sayede de sıcağı evin iç kısmına yansıtmaması. Bir de binlerce yıllık tarihin getirdiği ince işçilikle süslenmiş duvarların kendine hayran bırakması. İnsan hangi yapıyı inceleyip nerenin fotoğrafını çekeceğini şaşırıyor. Dikkatli gezdiğinizde bazı yapıların altından geçitlerle geçtiğinizi fark edeceksinizdir işte bu geçitlere abbaralar deniyor. Mardin’in önemli mimari özelliği olan bu abbaralar; evlerde olduğu gibi şehir halkını yaz mevsiminde sıcaktan, kış mevsiminde ise zorlu hava koşullarından korumak amacıyla yapılmış.
Revaklı Çarşı: Mardin sokaklarında gezerken emin olun bir anda kendinizi 3 farklı ismi bulunan revaklı çarşı, Tellaklar çarsısı ya da Sipahiler çarsısında bulacaksın. Alışveriş tutkunları Mardin’e özgü yöresel el yapımı ürünleri bu çarşıda bulabilir. Bu çarşıda gezip daracık labirent gibi sokaklardan geçerek Ulu Cami’ye varabilirsiniz.
Ulu Cami: Camiden içeri girdiğinizde küçük bir avlu ve şadırvan ile karşılaşıyorsunuz. Sarı kesme taşlarla yapılan ve Mardin dokusu ile uyum içinde görünen cami 11. yüzyılda Artuklular zamanında inşa edilmiştir. Mardin’in sembol yapılarından olan caminin minaresinde Allah’ın 99 ismi işlenmiş. Hz. Muhammet’in sakalının sergilendiği (Sakal-ı Şerif) bir bölüm de bulunuyor. Ulu Cami’nin çevresi yukarıda yazdığım gibi dar sokaklar ve küçük alışveriş dükkanları ile dolu.
Kırklar Kilisesi: Mor Behnam adıyla da geçen kilise, Mardin’de yaşayan Süryani Ortodoks cemaatine ait ve Mardin’de hem ziyarete hem de ibadete açık az sayıdaki kiliselerden en bilineni. Kilisenin 2 adı olunca 2 tane de hikayesi var. Kırklar ismi; 3. yüzyılda Hristiyanlar üzerinde büyük baskı kuran Roma İmparatoru Dokios’a isyan etikleri için Sivas’taki bir buz gölüne sürülen ve burada donarak öldükten sonra şehit olarak anılmaya başlanan 40 askerden geliyor. Mor Behman ismi ise; Hristiyanlığı benimsedikten sonra babaları tarafından öldürülen Mor Behnam ve kız kardeşi Saro adına bu kilise insa edildiği için, Mor Behnam ve kardeşi Saro kilise için aziz mertebesindeler ve kilisenin ismi de onlardan geliyor.
Zinciriye Medresesi: Mardin eski şehir merkezinde bulunan Zinciriye medresesi Mardin’in en iyi korunmuş binalarından biridir. Bu eski İslam medresesi 1385 yılında Artuklu Sultanı olan Melik Necmettin İsa bin Muzaffer Davud bin El Melik Salih tarafından kurulmuştur. Medrese kubbeli bir cami, bir türbe ve iki adet iç avludan oluşmaktadır. Medreseye merdivenli bir yoldan çıkıyorsunuz. Medrese tepe noktada yer aldığı için burası şehrin bir çok yerini kuş bakışı olarak görüyor. Özellikle Mardin Ulu Cami ve eski Mardin taş evlerinden oluşan manzara görülmeye değer.
Medresenin çatısına çıkmak ise normalde yasak ama orda rehber Mehmet’i bulursanız ve Renkli Rotalar derseniz sizi de gizlice tepeye çıkarıp birbirinden güzel fotoğraflarınızı çekecektir.
Sakıp Sabancı Kent Müzesi: Mardin’in Eski Kent Merkezi’nde kurulan ve 2009 yılında açılan müze geçmişte süvari kışlası ve vergi dairesi olarak kullanılmış bir binada faaliyet gösteriyor. Müzede kentin tüm tarihi, kültürü, yaşamı, çok dilli ve dinli yapısı ziyaretçilere sunuluyor. Ayrıca müzede yer alan Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nde ise fotoğraf ve resim sergilerini düzenleniyor. Ben gezdiğim sırada Ai Weiwei porselen sergisi bu müzedeydi ve ne kadar gurur duyduğumu anlatamam.
Mardin Kent Müzesi: Mardin merkezde bulunan Cumhuriyet Caddesi’nde yer alan müzede, Mardin çevresindeki kırsal alanda dağılmış arkeolojik alanlardan bazı ilginç eserler; özellikle Asur ve Tunç Çağı seramikleri sergileniyor. Müze, Antakya Patriği İgnatios Behnam Banni tarafından Suriye Katolik Patrikhanesi olarak inşa edilmiş daha sonra Kültür Bakanlığı tarafından satın alınan bina, 1988 yılında restore edilmiş ve 1995 yılında da müze olarak ziyarete açılmıştır. Arkeoloji ve etnografya olmak üzere 2 farklı bölüm yer alan müzede tarihsel öneme sahip eşyaları görüp bölge kültürünü tanıyabilirsiniz.
Müze pazartesi günleri hariç her gün ziyaret açık. Müzekart geçerli burada ancak kartınız yoksa giriş ücreti 5 TL. Ayrıca 18 yaş altı ve 65 yaş üstüne ücretsiz. Müzeyi kasım – Mart ayları arası 08:00 – 17:00, Mart – Ekim ayları arası ise 08:30 – 17:30 saatlerinde ziyaret edebilirsiniz.
Kasımiye Medresesi: 15. yüzyılda Akkoyunlu Sultanı Kasım İbn Cihangir tarafından insa ettirilen yapı, Artuklu taş işçiliğinin ve mimarisinin tüm görkemini yansıtıyor. Aktif olduğu dönemde bölgenin en önemli eğitim merkezlerinden biri olan iki katlı teraslı medresede bir cami ve bir türbe ile eğitim ve bilim kompleksi olarak tasarlanmış. Üst katta, bir zamanlar öğrencilerin yaşadıkları yerleri keşfedebilirsiniz. Sınıf kapıları özellikle alçak olarak yapılmış. İçeri girmek isteyenler ister istemez başlarını öne eğiyorlar. Bu da; ders veren hocaya, derse ve sınıfa saygıyı sağlıyormuş. Zinciriye Medresesi’nde olduğu gibi, kapısında özenle hazırlanmış taş oymalar ve çatısından hayran kalacağınız muhteşem bir manzarası var. Beni en çok etkileyen ise çeşmeden havuza doğru olan yolun hikayesidir. insanın doğumu, olgunluğu ve ölümünü temsil etmektedir. Daha sonra havuzda toplanan su sulamaya giderek toprağa tekrar hayat vermektedir.
Mardin Kalesi: Mardin şehri dağın yamacına kurulduğunda şehri korumak için 10.yüzyılda bu kale inşa ediliyor. Kartal yuvası ismiyle de anılan kale daha çok askeri olarak kullanılıyor, günümüzde ise kaleye giriş yok. Buraya doğru yol aldığınızda Mezopotamya Ovası’nın müthiş manzarasını seyredebilirsiniz.
Dara Antik Kenti: Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşim yerlerinden Dara’da gerçekten çok büyük bir tarih yatıyor. Şuan ziyaret edilen alan aslında çok küçük bir bölümüymüş. Rehberler çok büyük bir hazinenin yerin altında olduğunuama ne yazık ki ödenekleri kesildiği için kazı çalışmalarına devam edemiyorlarmış. Mardin şehir merkezinden 20 km uzaklıkta olan Dara Antik Kenti’ne giriş ücretsiz. Bazı yerleri tel örgü ile çevirmişler. Bazı yerler ise tamamen serbest olarak görülebiliyor. Antik kentte; Pers ve Babil kral mezarları, saray, kilise, çarşı ve su bendi ve mezarlara ait kalıntılar bulunmaktadır. 2010 yılında yapılan kazılarda 3000 kişilik toplu mezarlar gün ışığına çıkarılmış. Dara antik kenti Mezopotamya’nın Efes’i diye adlandırılıyor.
Dara Zindan: Dara’da mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri de Zindan. Zindan2a gelmek için antik kentten çıkıp köyün içinden geçiyoruz. Dışarıdan kesinlikle anlaşılmayan bir köy evinde kapı sizi yönlendiriyor aaşağıya doğru indiğinizde müthiş bir manzara ile karşılaşıyorsunuz. 30 m yüksekliğinde taştan yapılmış sütunlar yukarı doğru yükseliyor. Burasının eskiden zindan olarak kullanıldığını söylense de asıl su sarnıcı olarak kullanılıyormuş.
Deyrulzefaran Manastırı: M.S. 5. yüzyılda inşa edilen Deyrulzafaran Manastırı, Mardin Ovası’na hakim bir noktada ve 3 kattan oluşmaktadır. Kubbeleri, ahşap el işlemeleri, iç ve dış mekanlardaki taş nakışları ve kemerli sütunları ile dikkat çekici bir güzelliğe sahip olan Manastır; Güneydoğudaki Süryani kiliseleri arasında en önemlisi, zamanında bütün patrikhanelerin merkezi kabul edilmiş.
Manastırı gezmek için gruplar halinde içeri alınıyorsunuz ve rehber ile tek tek tüm tarih ve yaşam anlatılıyor. Giriş ise ücretli. Müze kart geçerli.
Midyat: Midyat Mardin ‘in en güzel ve en görülmesi gereken ilçesi bence. Çok farklı bir havası var. Mutlaka bir gününüzü de bu ilçeye ayırmanızı öneririm. Mardin’den yaklaşık 1,5 saatlik mesafede yer alıyor. Midyat eski şehirde Gelüşke Hanı, Midyat Konuk Evi, Midyat Mağaraları, Mor Gabriel Manastırı ve Elbeğendi Köyü mutlaka görülmesi gereken yerlerden.
Mor Gabriel Manastırı: Mardin Midyat İlçesi’ne 23 km uzaklıkta bulunan Manastır; meşe ağaçlarının çevrelediği yüksek bir tepede bulunmaktadır. 397 yılında inşa edilen manastır Mardin kesme taşlarından yapılmıştır. Bizans dönemi mozaikleri, kubbeleri, taş işlemeleri ve kapılarıyla göz dolduran yapının en güzel yerlerinden birisi Theodora Kubbesi’dir.
Mardin’de Yeme İçme
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki tüm şehirlerimiz gibi Mardin’de yeme içme konusunda çok iddalı. Mardin’e kadar gelmişken aynı tabakta çeşit çeşit yemekten oluşan mahali yemeklerinden, kaburga dolmasından, fırınlardaki geleneksel çöreklerinden, baharatlı badem şekerlerinden yemeden ve dibek, kakuleli kahvelerinden, Süryani şaraplarından içmeden dönmemek gerek.
Mardin’de kahvaltı için adresler mezopotamya manzaraları ile Beyzade Konağı’nın serpme kahvaltısı, Kardeşler odunlu ekmek fırınından alacağınız geleneksel çörekler ile her yer sizin kahvaltı mekanınız:)
Mardin en lezzetli restaurant önerileri: Cercis Murat Konağı, Bağdadi Restoranı, Mardius Tarihi konak, Kebapçı Rido, Kebapçı Yusuf şekklinde gidiyor.
Çay – kahve içebileceğiniz manzaralı cafeler: Marangozlar Kahvesi, Sinek Kafe, Seyr-i Merdin, Mezopotamya çay bahçesi, Beyzade Konağı
Harika Mezopotamya manzarasına karşı hafta sonları canlı müzikli gece mekan önerim ise; Sinek Kafe.
Mardin’de Alışveriş
Ben artık bütçeme dikkat etmek için ve evimde yer kalmadığı için hiç bir seyahatimden alışveriş yapmamaya özen gösteriyorum ama sizlerden rehberlerde olması talebi geldiği içi tüm yazılarıma bu başlığı ekleyeceğim.
Mardin’den hediyelik neler alabiliriz, neleri meşhur? derseniz, Mardin hediyelik eşya konusunda gerçekten çok bonkör bir şehir. Mardin merkezde birbirinden güzel sabun dükkanlarından envai çeşit ve renkte sabunlar alabilirsiniz. Eski çarşıda birbirinden güzel bakır ürünlerini bulabilirsiniz. Mardin’in badem şekerleri de kahvesi de çok meşhur, hem kendinize hem de çevrenize hediye için hem en güzel hem de en ucuz alternatif bunlar. Badem ve kahve konusunda önereceğim dükkan ise Artuk Bey. Midyat’tan ise gümüş telkari takılar alabilirsiniz. Bir de süryani şarapları içki kullananlar için çok güzel hediyelik bir ürün. Ücretsiz tadım seçenekleri de olduğu unutulmamalı. Tabii araba kullanacaksanız aman dikkat tadımları çok kaçırmayın.
Gelecek yazılarımdan ve videolarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf için beni buralarda da takip etmeyi unutmayın! 😉
Instagram: @renklirotalar
YouTube: Renkli Rotalar