Afrika kıtasını taa derinden hissetiğimiz uçsuz bucaksız el değmemiş doğanın tam ortasındayız. Kıtanın gerçek sahipleri ile yani filler, zebralar, aslanlar, zürafalar, leopar, çitalar, ceylanlar ve fazlası ile tanışacağız. Senelerce belgesellerde izlediğim anlara dünya gözüyle şahit olmak için heyecandan yerimde duramıyorum. Göz alabildiğine sarı toprak ve mavi gökyüzünün oluşturduğu sonsuz manzaranın içinde hayatın tüm renklerine kavuşmaya gidiyoruz. Hazırsanız işte karşınızda Kenya Masai Mara’da Safari Rehberi.
Kenya Masai Mara’da Safari Rehberi
Safari Tatili Rota ve Planlama
Safari tatili fikri aslında bizim Kurban bayramında nereye gideceğiz sorusu ile bir anda çıktı. Ben evlilik yıldönümümüzü de kutlayacağımız şöyle güzel sahiller içeren bir adaya gitmek istedim. Bütçemizi bu sefer aşmayalım, ucuz bir yer olsun dedik. Uçak biletlerine bakarken de en ucuz ve en mantıklı bilet Zanzibar uçuşu içindi. Sadece 20.000 mil ile THY’nin Zanzibar’a direk uçuşu olunca rotamız şekillenmeye başladı. Zanzibar’ın gidişine bilet bulduk ama dönüşünde mil sınıfından yer kalmamamıştı. Kurban-Ramazan bayramı dönemlerinde mil sınıfı biletleri çok erkenden doluyor. Parasıyla bileti alalım dedik ama 7000-8000 TL gibi rakamları görünce hemen o defteri kapattık. Sonra alternatif rota düşünmeye başladım. Hadi o zaman Nairobi’den dönelim böylece hayallerimizdeki gibi safari de yaparız diye eşime teklif edince bizim plan netleşmeye başladı. Nairobi dönüşünde’de şansımıza düşük mil sıfında yer vardı.
Yani biz biraz mil sıfında bulabildiğimiz ucuz bilet sayesinde bu rotayı Zanzibar gidiş-Nairobi dönüş olarak planlamaya başladık ama bence safariyi önce yapıp sonra deniz kum güneş için Zanzibar’a gitmek daha mantıklı olacaktır. Safarinin yorgunluğunu Zanzibar sahillerinde çıkarmak harika olur.
Ulusal Park Seçimi: Masai Mara ya da Serengeti
Şimdi gelelim safari tatilinde en önemli noktaya. Sonuçta hepimiz o büyük göçü merak ediyoruz. Belgesellerde gördüğümüz o sahneleri yerinde deneyimlemek, 5 büyüğü görmek, onların nefeslerini ayak seslerini duyacak kadar yakınlaşmak ve bu muhteşem çoğrafyayı sahipleri ile birlikte yakından tanımak istiyoruz. O yüzden hangi tarihte hangi ulusal parkta bulunmamız gerektiği kritik.
Büyük Göç Nedir?
Başta Afrika Antilopu olmak üzere Ceylan, Zebra ve İmpala gibi yaklaşık 2 milyon hayvanın yıl boyunca kurak topraklardan, yiyecek ve su bulabilmek için bol yağış alan bereketli topraklara doğru yaptığı destansı bir yolculuk hikayesinin adıdır. Tanzanya’daki Ngorongoro Kraterinden başlayıp Kenya’daki Maasai Mara’da son bulan, binbir zorluk ve tehlikelerle dolu bu 480 km’lik yolculuk hepimize ders olacak muhteşem bir hayatta kalma mücadelesidir. Aynı zamanda da gezegende tanıklık edebileceğiniz en muhteşem doğa olaylarından biridir.
Fotoğrafta görüldüğü gibi hayvanlar muhteşem sistematik bir döngüde bu yolculuğu gerçekleştiriyorlar. Hayvanların hangi tarihte nerede olduğunu bilerek safari planınızı organize etmeniz çok önemli. Biz Ağustos ayında safari yapmak istediğimiz için hayvanların geçiş noktasında olan Masai Mara’yı tercih ettik. Örneğin, Mart ayında safari yapacak olsaydık mutlaka Serengeti’yi tercih ederdik. Haritadan çok net hangi tarihte hayvanlar hangi bölgede görebiliyorsunuz ve bu şekilde seyahatı planlamak çok rahat ama o seneki yağış hareketlerine bağlı olarak göç zamanlamalarında değişiklik olabiliyor. Bu bence sizi strese sokmasın. Mesela Ağustos ayında biz Masai Mara’yı tercih ederken bir çok arkadaşım aynı dönemde Serengeti’yi tercih etti. Ben de onlar da birbirinden özel anlar yaşadılar. O yüzden planlamada rahatsanız bu tarihlere uymaya çalışın ama ucuz uçak biletini Serengeti’den bulduysanız tarih tutmuyor diye de gitmemezlik yapmayın. Her türlü hayalinizdeki görüntüleri görüyorsunuz.
Big Five Yani Beş Büyükler kimlerdir?
Afrika kıtasına özgü büyük hayvanların en tehlikelileri olarak bilinen 5 hayvana verilen isim. Bu hayvanlar bir zamanlar çok değerli avlardı. Şimdi ise safarimizin amacı onları tüfek yerine fotoğraf makinesiyle yakalamak. Bu gruptaki beş hayvan sırasıyla; Buffalo (Afrika mandası), Leopar, Fil, Aslan, Gergedan. Safarimizin amacı bunları görmek ama hiç bir zaman göreceğinizin garantisinin olmadığını unutmayın. Mesela ben Güney Afrika’da ilk kez safari yapmıştım, orada aslan görememiştik. Masai Mara’da ise defalarca Aslan gördük ama burda da Gergedan’a denk gelemedik.
2 ulusal parkı karşılaştırmak gerekirse Masai Mara daha küçük olduğundan hayvanlar daha küçük bir alanda yer alıyor, bu da görme şansınızı artırıyor. Serengeti’de ise alan çok çok büyük o yüzden hayvanlar tüm bu alana dağılmış oluyor. ikisini de deneyimleyen arkadaşlarım Serengeti’de safari yapmanın daha yorucu olduğunu söylemişti ama tercih sizin tabii. Benim karşılaştığım diğer bir nokta ise; safari bütçelerinin Serengeti tarafında daha pahalı olduğu. Siz de paylaştığım sitelerden baktığınızda fiyat farkını kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Masai Mara ile Zanzibar’ı birleştirmenin tek eksi yanı 2 farklı ülkeye giriş yaptığımız için 2 kez 50 Dolarlık vize ücreti ödemek oldu. Bu da aklınızda olsun.
Geldik rotayı netleştirmeye. Bir beyaz yakalı çilesi sadece kurban bayramını birleştirebildiğimiz için toplam 9 gün tatilimiz vardı. THY mil sıfında Cuma akşamı için yer yoktu, mil sınıfındaki bilete göre biz Cumartesi akşam Zanzibar’a gidip, Pazartesi akşam aslında sabaha karşı Nairobi’den dönecek şekilde bir program yaptık. Zanzibar’a 5 gün ayırıp 3 günlük’te bir safari programı düşündük. Hem bütçesel hem de çok fazla yorgunluk olmaması için safari programımızı 3 gün ile sınırladık. Sadece Masai Mara bölgesinde safari yapacaksanız 3-4 günlük program ideal bence ama başka bölgelere de uğramak isterseniz süreyi 1 haftaya kadar uzatabilirsiniz.
Ulusal Parklar
Kenya, vahşi hayvan popülasyonunun en yoğun olduğu ülkelerden birisi tam da bu sebeple uzun yıllar boyunca batılı ülkelerin sömürgesi altında, İngiltere, Amerika ve Avrupa’nın av yapmak için geldiği tatil noktası konumunda kalmış. Bu dönemde de doğal yaşamından çok şey kaybetmiş. Günümüzde avlanmak yasak ama hala sömürge etkileri, sanayileşmenin ve modern hayatın getirdiği yan etkiler doğal yaşamı tehdit etmeye devam ediyor. Masai Mara’da bulunan neredeyse tüm otellerin sahiplerinin ya İngilizler ya da Amerikalıllar olması da ne kadar burayı ele geçirdiklerinin göstergesi. Hayvan rezervini ve bitki örtüsünü korumak için geride kalan tüm doğal yaşam alanları ulusal park haline gelmiş. Günümüzde avlanmanın ve serbest dolaşımın yasak olduğu bu ulusal parklarda gerçek Afrika deneyimini yaşayabiliyoruz.
- Masai Mara Ulusal Parkı: En meşhur ve en çok çeşit türde hayvanın görüldüğü park.
- Samburu Ulusal Parkı: Leoparlar yoğunlukta, Nyrio nehrinde yıkanan filleri izleme şansınız var.
- Amboseli Ulusal Parkı: Fil, manda, ceylan sürüleri yoğunlukta.
- Meru Ulusal Parkı: Aslan, leopar,çita, fil ve manda en çok görünen türler.
- Tsavo Ulusal Parkı: Nehir kenarında vahşi hayvanların su içmeleri ve çeşitli balık türleri gözlemlenebilir.
- Nakuru Gölü: Flamingolar yoğunlukta, beyaz gergedanların görülme şansı yüksek olan park.
Bu listede Masai Mara’dan sonra benim en çok ilgimi çeken yer, Nakuru gölünde yer alan flamingo sürülerini gözlemleme şansıydı. Uzun araştırmalarım ve giden arkadaşların da bilgilendirmesi ile ne yazık ki eskisi gibi yoğun flamingo nüfusunun kalmadığını üzülerek öğrendim. Flamingo sürülerini görebilecek olsaydık mutlaka 1 gün de burada safari yapmak isterdim. Zaman kısıtımız da olduğu için tüm planımızı sadece Masai Mara Ulusal parkında safari yapmak üzerine kurguladık.
Safari Ulaşım
Günlerimiz netleşince Zanzibar-Nairobi uçuşumuzu ayarlamaya sıra geldi. Biz önce Afrika’da hiçbir şeye güven olmaz ama en çok güven veren firma olarak gördüğümüz Kenya havayollarının uçuşunu satın aldık. Sadece tek yöne 2018 başında 2 kişi 2800 TL gibi bir ücret ödemiştik. Düşünsenize 2 kişi THY ile Zanzibar gidiş-Nairobi Dönüş uçuşumuz 8 saatlik uçuşlar olmasına rağmen sadece 1600 TL gibi vergi ödemesi yapmıştık ve toplamda sadece 2 kişi 40.000 Mil harcamıştık. Zanzibar’dan Nairobi’ye 1 saatlik uçuşa ise bu kadar yüksek ödemek çok sinirimizi bozmuştu ama çıktık bir yola artık dönüş yok deyip ödemiştik.
Bu arada millerinizin en değerli olduğu rotalar kesinlikle Kenya, Zanzibar, Tanzanya rotaları o yüzden uçuşunuzu mutlaka THY’nin direk uçuşunuzdan millerle almanızı öneririm. Milim yok derseniz çözümü için sizi bu yazıya alalım. Burada mil kullanma sanatı tüm ayrıntıları ile yer alıyor.
Bu kısım bomba çünkü zaten aşırı pahalı diye sinir olduğumuz Nairobi uçuşumuz seyahate 1,5 ay kala değişti diye mail geldi. Düşünsenize Haziran sonu olmuş artık. Biz aylar önce aldık diye rahatız maili bir açıyorum uçuş 2 gün sonraya ertelenmiş. Deliye dönüyorum. Firmayı arıyorum açan yok. Mail atıyorum dönen yok. Sitede bizim güne uyan başka bir uçuş görünüyor, neden bizi o uçuşa almadıklarını asla anlamıyorum. Uzun uzun aramalarım sonunda temsilciye ulaşıyorum. isterseniz biletin iadesini verebiliriz ama o uçuş kodu farklı aynı tip bilet sınıfından değil o yüzden o uçuşa alamayız diyorlar. Bu arada o ucusun da güncel fiyatı olmuş 5000 TL banane aynı fiyata o uçuşa alacaksınız diyorum. Ben o uçuş ile ilgili dönüş beklerken bu arada deli gibi başka sitelerden de alternatif uçuş bulmaya çalışıyorum. Skyscanner’da görünmeyen bir charter uçuş firmasını Turna.com’da buluyorum. Vee inanmayacaksınız ama bilet fiyatı 1860 TL yani üzerine de nerdeyse 1000 TL geri almış olacağız. Tek sorun Hahn Air yazan firmayı hayatımızda duymadık. Hemen internette araştırıyoruz. Uçuşu gerçekleştiren havayolunu da öğrenip rahatlıyoruz. Sadece safari için charter uçuş sağlayan safarilink diye bir havayolu çıkıyor karşımıza. Bu sayede yine hayatımızda bir ilki yaşayıp küçük pırpır uçak deneyimi de yaşamış olduk. Ayrıca bu sayede Kenya’nın sadece bu şekilde charter uçuşların sağlandığı havalimanını da görmüş olduk. Sağım solum önüm arkam küçüçük pır pır uçaklar çok zevkliydi.
Safari Firması ile Anlaşma
Tarihlerimizi kaç gün kalacağımızı belirdik, safari rotamızı belirledik. Uçuşları hallettik. Şimdi sıra geldi istediğimiz program için firma bulmaya. Sanırım safarinin en zor kısmı da burası. Bu noktada 2 alternatifimiz var. Yaa önce safari otelini ayarlayacaksınız ve onlar size safari programı ayarlayacak ya da safari firmalarından biri ile anlaşacaksınız ve A’dan Z’ye programı onlar ayarlayacak. Açıkcası oteller ile yapılan programlar hep çok pahalı olduğu için biz direk o alternatifi eledik. Zaten hayalimdeki otellere uzaktan el sallayamıyordum bile, o kadar dehşet pahalı. Bir de Nairobi’deki güvenlik sorunu ile ilgili o kadar kötü şeyler anlatılıyordu aman sormayın. O yüzden direk bizi havalimanından alıp havalimanına tekrar bırakacak şekilde kapsamlı tur bulmamız gerek diye düşündük.
Safari seyahatinizi organize edecek tur şirketi bulmak için kullanacağınız 2 site var: katokenya.org ve safaribookings.com.
Katokenya.org’da “Get a Safari Quotation” kısmından seçimlerinizi yapıp kaydediyorsunuz ve birkaç saat içerisinde verdiğiniz mail adresine, seçimleriniz doğrultusunda farklı tur şirketlerinden teklifler gelmeye başlıyor. safaribookings.com’da ise seçimlerinizi belirleyip direkt sitede kayıtlı uygun turları listeleyebiliyorsunuz. safaribooking sitesi hem daha geniş bir seçenek sunduğu hem de daha kolay olduğu için onu öneriyorum. İstediğin tarih, gün sayısı, gezmek istediğin bölgeye göre alternatifli teklifler isteyebiliyorsunuz. Tabi iş burdan sonra paşlıyor. Çılgınlar gibi farklı firmalardan fiyat gelmeye başlıyor. Satırlar dolusu excel oluşturmuştum ben tercih yapabilmek için çünkü her turun içeriği farklı oluyor siz elma elma karşılaştıramıyorsunuz.
Tur şirketinin fiyatını etkileyen 3 madde var:
- Konaklama tipiniz: O kadar çok konaklama seçeneği var ki bildiğimiz çadırdan 5 yıldızlı otellere kadar.
- Araç tipiniz: 4×4 arazi aracı seçerseniz size özel oluyor, van tipi araç seçerseniz paylaşımlı oluyor.
- Diğer ekstralar: Turu kendinize göre değiştirip ekleme çıkarma yapabiliyorsunuz ama hepsi ekstraya giriyor.
Teklifler gelmeye başladıkça fiyat konusunda önce fikriniz oluşuyor sonra yavaş yavaş size detaylı mail atmayan ya da ortalamaya göre fahiş bir fiyat çekenleri elemeye başlıyorsunuz. Sonra seçim yapma zamanı geliyor. Biz bu süreçte Cat Africa firması ile ilerlemeye karar verdik. Çünkü ilerleyen yazıda göreceksiniz, sürekli bir sorun sürekli tercih yapmamız gerekti. Bu süreçte bize destek olan, her zaman çok kısa sürede hatta bazen anında cevap veren, hem de bunları en ucuza sağlayan firma olduğu için gönül rahatlığı ile öneriyorum.
Biz önce ucuz olsun diye paylaşımlı turları seçmiştik. Sonra okudukça paylaşımlı van tipi araçlarla yolculuk yapmanın çok yorucu olduğunu, özellikle de arabada komple çinli nüfusu olunca daracık alandan hayvanlara bakmaya çalışmanın çok zor olduğunu öğrendik. Tabii gidene kadar yolların ne kadar bozuk olabileceğini asla düşünememişiz. Hayal ettiğinizin 10 katı 20 katı bozuk yollar, daha doğrusu yol bile yok çamurlu sulardan falan geçiyorsun. O yüzden biz land rover aracı paylaşımlı kullanalım istedik ama aklınızda olsun land rover araç paylaşımlı olmuyormuş. Ancak ailecek ya da arkadaş grubu ile giderseniz 4-5 kişiye kadar binebiliyorsunuz, yoksa kişiye özel tur olması gerekiyormuş. Son durumda paraya kıydık ve bize özel Land Rover araçla safari deneyimi yaşamıyı tercih ettik, açıkcası iyi ki de öyle tercih etmişiz. Safari sırasında van tipi araçların çamurlara saplanıp çekişleri yetmediği için uzun süre aynı noktada kaldığını ve yardım çağrıldığını görünce şükrettik.
Safari Konaklama
Aracımızı seçtikten sonra sıra geldi konaklamaya, açıkcası önce konaklamanın üzerinde çok durmamıştım. Sonuçta yatmadan yatmaya gidilecek bir yer gözüme güzel gelse yeter demiştim ama Tripadvisor’dan tur firmalarının bize sunduğu kamp yerlerini araştırınca bir de ne göreyim. Meğerse o bölgede internet, su ve elektrik sıkıntılıymış. Çoğu yerde belirli saatlerde sıcak su ve elektrik veriliyormuş. Bunu duyunca bize internet, su ve elektriği saat hesabı ile verilen bir konaklama önermeyin dedim. Bütçe sıkıntısı da olunca gerçekten ideal konaklama yerini bulmak çok zor oluyor. Açıkcası otelin lobisinde üst üste alt alta telefonu sarj etmek için sıra beklemek ya da sıcak su olmadan 2 gün geçirmek istemedik. Yemekleri de güzel olsun dedim, çadırda konaklayanların bulaşığını bile kendi yıkadığını gördü bu gözler. internete girmek de bizim için kritikti. Ben bir de görüntüsü de güzel olsun istedim. Bu kadar talebime en optimum çözümü yine Cats Africa sundu. Biz Sekenani Camp’da konakladık. İncelemeniz ve rezervasyon yapmanız için otel booking linkini paylaşıyorum.
Bizim kamp lüks çadır konseptindeydi. Fiyat olarak ise sanırım orta-üst segmentte kalıyordu. Konaklama konusunda o kadar aşmış yerler varkı fiyatları gecelik 2000 Euro’dan başlayan fiyatları düşününce o yüzden bizim kamp alanı orta-üst segmentte kalıyor. Fiyatına göre ise kesinlikle çok üstün performanslıydı. Glamping denilen lüks kamp anlayışının tam karşılığıydı. Tüm çadırlar vahşi ormanın içerisine dağılmış durumdaydı. Orman manzaralı balkonu, konforlu yatağı ve kuveti bulunuyordu. Kısaca bir otel odasında olması gereken her şey vardı.
Sular hiç kesilmiyordu. Odamızdaki elektrikler ise gece 24.00 ile sabaha karşı 6.00 arasında kesiliyordu. Böylece ihtiyacımız olan vakitte elektriksiz hiç kalmıyorduk. Havuzu, restaurantı, şömineli bahçesi vardı. Ahsap köprü ile çadırların ana restauranta bağlanması da çok güzel bir deneyimdi. Hava akşamları soğuk olduğu için gece biz odamıza gelmeden odamız düzeltilmiş ve yataklarımıza sıcak su torbaları konmuş oluyordu. Bu düzene inanılmaz bayılmıştım. Düşünsenize sıcacık yatağın içerisine girmemiz bile düşünülmüş. Bir de gece zifiri karanlıkta yatmak da çok ilginç bir deneyimdi. Özellikle saat kurup gece yarısı elektrikler gittiğinde uyandık sırf bu anı yaşayalım diye düşünün:)
Kampımızın yemekleri ise şaşırtıcı şekilde efsaneydi. Tüm Masai Mara bölgesindeki kamplarda konaklamalar tam pansiyon oluyor. Açık büfe olmasına rağmen bu kadar lezzetli yemekleri Afrika’nın ortasında yemek bizi çok şaşırttı. Çünkü daha önce giden arkadaşlarım Kenya’daki yemeklerden beklentiniz olmasın, gerçekten çok kötü demişlerdi. Bizimkileri bayıla bayıla yedik cidden abartmıyorum. Orada öğrendiğim bir kaç tarifi ise özledim ve Türkiye’ye geldiğimde denedim düşünün:)
Kamp alanı vahşi ormanın içinde olduğu için gündüz maymunların kuşların çeşitli hayvanların arasında rahat rahat takılıyorduk ama hava karardıktan sonra tek başımıza kamp alanında dolaşmamız yasaktı. Her odanın başında bir gece bekçisi elinde mızrak ile bekliyordu. Hava karardıktan sonra restaurant alanına ya da lobiye gideceksek bize verilen feneri tutup işaret veriyorduk böylece bekçi balkona kadar gelip bize gideceğimiz yere kadar eşlik ediyordu. Bu şekilde bir deneyimi de ilk kez burada yaşamış olduk.
Bu kamp alanında yer yoksa size Masai Mara’da yer alan alternatifli kamp alanları listesi hazırladım, buradan da rezervasyon yapabilirsiniz.
Safari Programımız ve Bütçe
Safari programımızı kendimize göre özelleştirip şu şekilde kurgulamıştık. Nairobi’ye varışımızda aslında bizim programımız karşılanma ile başladı. Nairobi’nin charter uçuşların sağlandığı Wilson havalimanına vardık. Bütçe kısmında anlatacaklarımdan sonra siz de benim gibi şaşıracaksınız. Bizi karşılamaya safari yapacağımız araç ile 3 gün boyunca bize rehberlik yapacak kişi bir de tüm süreçte yazıştığımız firmanın yetkilisi de geldi. Havalimanının çıkışında elinde pankart ile bizi bekliyor olmasına inanılmaz şaşırdık. Sonuçta vardığımızda saat 18.00’e geliyordu ve mesai saatleri dışındaydı. Şaşkınlığımı görünce ”tabii geleceğim aylardır yazıştığım kişi görmek benim de hakkım ayrıca bu bizim hizmet şeklimiz” deyince kadın hakkında daha önce düşündüklerimden utandım.
Rehber ve yetkili ile birlikte ilk olarak Nairobi’de konaklayacağımız otel için yola koyulduk. Nairobi ile ilgili çok fazla olumsuz şey duymuştum. Asla tek başınıza sokakta dolaşmayın diye sanırım haklıymışlar araba kırmızı ışıkta durduğunda bile yanımıza yaklaşan insanlar oldu. Yetkili kadın da hemen uyardı, asla arabanın kilidini ve camı açmayın. Bu arada Nairobi inanılmaz trafik olan bir şehir, 20-30 dakikalık yolu trafik yüzünden nerdeyse 2 saatte aldık. Programda normalde Nairobi’deki konaklama da dahildi ama ben turun fiyatını düşürmek için kendim bookingten bulurum, siz sadece transferimizi ayarlayın demiştim. İnanmayacağınız bir olay oldu. Benim daha 1 hafta önce otelde kalan insanların yorumlarını okuduğum beğendiğim otel kapanmış. Şaka gibi ama gerçek otel kapalı yazıyordu. Afrika2nın ortasında 3 gün önce kapanan oteli elimle koymuş gibi bulmuşum inanılmaz ama gerçek:) Bir de otelin yeri tam olarak bizim tarlabaşı ara sokakları gibi, o kadar kötü görünüyor ki kapalı olmasına sevindik bile diyebilirim. İyi ki yetkili de bizi karşılmaya gelmiş, bir yandan trafikte bize yeni oteli o buldu. Gönül rahatlığı ile odamıza yerleştirdi ve kalan tüm parayı elden aldı. Bizi biraz tedirgin etse de prosedür bu olunca mecbur verdik. Sabah gelmezlerse naparız stresi de yaşamadık değil:)
Gece rahat bir uyku çektikten sonra sabah Afrika’nın kahvaltı stilini de görmüş olduk, etler falan midemiz kalktı gibi oldu ama neyseki yumurta vardı da aç kalmadık. Sabah 7 gibi aracımız geldi ve yola çıktık. Her 1-2 saatte bir verilen molalar ile toplamda 6 saatte kamp alanımıza vardık. Tüm turlar ilk olarak Büyük Rift Vadisinde manzara molası veriyor. Yaklaşık 6.000 kilometre uzunluğunda, Etiyopya’nin kuzeyinden Afrika’nın doğusunda Mozambik’in ortalarına kadar uzanan engin bir vadiyi bu noktadan gözlemleyebiliyorsun. Nairobi- Masai Mara arası yolun ilk 3 saati düzgün asfalt yol ama sonra yol berbatlaşıyor o yüzden de çok uzun sürüyor. Bazı noktalarda yerliler değneklerle geçit yapmışlar, para alınca yolu açıyorlardı. Gerçek Afrikayı sonuna kadar hissettiğimiz anlardı.
Öğlen 2 gibi Sekenani kamp otelimize vardık. Daha otele varana kadar bile bir çok hayvan gördük bile inanılmaz heyecanlıydı. Otele yerleşme, öğle yemeği ve dinlenmek için serbest zaman sonrası öğleden sonra safarisi için yola çıktık. Bulunduğumuz bölgenin tamamı aslında koruma altında farklı yönetimlere ait ulusal park statüsünde. Biz ücreti hangi ulusal parka ödersek orada gezip durabiliyoruz. Toplamda Ulusal Park’ın içinde kaç saat duracağımız bile kayıtlı. Mesela otele giderken yol kenarında bir kez fil sürüsü bir kez de dönüş yolunda zürafa sürüsü gördük. Duralım rahat rahat izleyip fotoğraf çekelim dedik, yasak olduğu için o bölgenin parasını ödemediğimiz için rehber asla durmadı.
Daha yarım günlük ilk safarimizde bile 5 büyüklerin gergedan hariç tamamını gördük diyebilirim. Araçların inanılmaz bir haberleşme sistemi var. Bir araç önemli bir hayvan gördüğünde hemen herkes birbirine haber veriyor ve 5 dakikada o hayvanların etrafında araba sürüsü oluyor. Ayrıca rehberlere inanılmaz saygı duyduk. Tabelanın olmadığı, haritanın kullanılmadığı ve tanımlı yolun bile olmadığı ucsuz bucaksız ovalarda hayvanların sanki kokusunu alıp nokta atışı buluyorlardı. Biz safari boyunca nereye döndük ne noktadayız komple yön duygumuzu kaybetmemize rağmen, rehber tam belirlenen saatte ulusal park’tan çıkıyordu.
İlk günün sonunda ilk defa deneyen eşim de aşırı heyecanlandı. Safariye aşık olduk. Ben Güney Afrika’da da deneyimlemiş biri olarak Masai Mara’da yaptığımız safariyi tek geçerim. Tabii unutulmaması gereken nokta ;safari gerçekten yorucu bir etkinlik. Önce yol sonra safari derken geceleri aslında hemen uyku moduna geçmek istiyor insan. Uzun uzun yemek yiyip ateş başında diğer gezginlerle sohbet ve sonrasında duş ile uyukuya yatma şeklinde geçiyordu gecelerimiz.
Ertesi gün ise tüm gün safari şeklinde planladık. Sabah kahvaltımızı otelde alıp öğle yemeğimizi ise otel paket olarak hazırladı. Tüm gün safarilerde gerçekten tüm bölgeyi gezme imkanınız oluyor. Beni en heyecanlandıran tüm aktiviteler tam günlük safarideydi. Safari’de en çok kullanılan kelime ” Game Drive” game hayvanlara, drive de aracınıza hitaben konulmuş. 4×4 araçlarla hayvanları görmek için yaptığınız gezintinin tüm dünyada terimi ” Game Drive ” olarak geçiyor. Tam günlük game drive etkinliğinde hayvanları göre göre sınıra geldik. Tanzanya- Kenya sınırında mola verdik. ilk kez burada arabadan dışarı çıktık.
Sınırdan sonra Mara nehri kenarına geldik. Gerçekten burada belgesellerde gördüğümüz büyük göçü izledik. Su aygırları ve timsahlarla dolu ırmaktan karşı kıyıya afrika antiloplarının geçmeye çalışırken verdikleri hayatta kalma mücadelesi inanılmazdı. Nehir kenarında timsah ve su aygırlarını yakından görmek için bir kez daha arabadan indik ama burada nehir koruyucuları bize eşlik etti. O anlar kendimi Lara croft gibi hissettiğim anlardı. Bu bölgeyi ve bu bölgede yaşanan değişik olayları yerlilerden dinledik.
Bu geziden sonra ise Narok County denilen yere geldik. Kenya’nın 8 bölgesinden biri olan Narok’un merkezi gibi düşünebilirsiniz burayı. Masai mara onlardan soruluyor. Burada tüm tur firmaları mola veriyor. Hatta çoğu bu bölgenin etrafında nehir kıyısında güvenli alanda öğle yemeğini yiyiyor. Açıkcası asla o kalabalıkta öğle yemeğini yemek istemezdim. Hatta rehberimize de sordum. Burada piknik yapmayacağız değil mi diye. Yok yok merak etme, seni çok iyi tanıdım dedi:) Vee beni hayalimdeki piknik noktasına götürdü.
Bu piknik benim tam olarak safaride en çok hayal ettiğim andı. Senelerdir eşimle bu ortamda piknik yapmayı hayal ediyordum. Kenay ile ilgili bir görüntü söyle deseler aklıma tek bir sahne gelirdi. Uçsuz bucaksız Masai Mara’da tek başına duran muhteşem bir ağaç yanı başında safari aracımız ve piknik yapan bir çift. resmen hayalimdeki görüntünün içine girmek için rehbere bu ağaç değil, yok burası değil diyerek dolandırdım. Yanımızda antiloplar ve zebralar da vardı. inanılmaz bir sahneydi.
Piknik için sandviç, salata, yumurta, meyveli yoğurt, muz, su ve meyve suyundan oluşan bir sepet hazırlamış otelimiz. Açıkcası tüm gün taşlı toprak yollarda arabada gittiğimiz için çok iyi bir dinlenme oldu. Sonrasında hava kararana kadar safariye devam ettik. Aslında bugünün programında masai yerlilerinin köy hayatını gözlemleyeceğimiz köy geziside vardı ama tam dönüş yolunda sağanak bir yağmura denk gelince bir sonraki güne erteledik.
Son gün ise yine önce sabahtan yarım günlük safarimiz vardı. En son dönüş yoluna geçmeden ise bu sefer köyü ziyaret ettik. Bana aşırı tursitik gelen bir aktivite oldu. Açıkcası bu kadar uyduruk olduğunu bilsem dahil etmeyebilirdim. Normalde kişi başı 30 dolar köy ziyareti ücreti vardı. Ben tur fiyatını düşüremediğim için pazarlık taktiği olarak içerisine dahil ettirmiştim. Köy ziyaretinde aileyi tanıtıyorlar, doğada nasıl ateş yaktıklarını gösteriyorlar, nasıl yaşadıklarını anlatıyorlar, dans gösterisi oluyor ve evlerin içini gezdirip isteyenlere takı obje satışı ile tur sonlanıyor.
Dönüş yoluna geçtiğimizde bile hala hayvanları görerek yolumuza devam ettik. Masai köyü son güne kalınca , yolda da trafik olunca Nairobi merkeze saat 16.50 de vardık. Neden saat veriyorum çünkü eğer 16:00’da varabilseydik Nairobi’deki Girraffe Center’da Zürafaları beslemeye gidecektik. 17.00’de kapanacağı için gitmekten vazgeçtik. Panaromik şehir turu yaptık. Turun bitiminde ise önceden adımıza yapılmış rezervasyon ile Nairobi’nin en meşhur restaurantı Carnivore’ye geldik. Buraya resmen bayıldım. Konsept harikaydı. Fiks bir fiyatları var. Yaklaşık 40 dolar civarıydı ve onu da pazarlık taktiği olarak turumuza dahil ettirmiştim. Parasını da sonuna kadar hakeden bir yer olmuş. Burada timsah etinden, deve kuşu etine envai canlının etini yeme şansımız oldu. Konsepti de şu şekilde: masaya bir bayrak geliyor. Sen o bayrağı indirine kadarsana sınırsız et geliyor. Sadece içecekler ekstraydı. Onun haricinde soslar, gelen mezeler, çorba vb. hep fiks fiyata dahildi. Bu ziyaretimiz ile birlikte muhteşem bir ziyafet ile safarimizi sonlandırmış olduk. Buradan çıkışta ise yine rehberimiz bizi aldı ve Havalimanına uğurladı. Tatilin tek kötü yanı THY’nin uçuşları çok geç saatlerde olduğundan uzun süre havalimanında beklemek bizi biraz zorladı.
Bütçe
Gelelim bütçeye. Biz Nairobi havalimanından alınıp tekrar Nairobi havalimanına bırakılacak şekilde 2 kişi toplam 3 günlük tur için toplam 1800 dolar ödedik. Burada anlattığım her şey bu tutarın içindeydi. Umarım bu fiyat sizin safari planlamalarınız için fikir verir. Dediğim gibi fiyatı düşürmek için araç ve konaklamayı değiştirmek bir seçenek. Fiyat tamamen sizin konforunuza göre değişiyor.
Safari Öncesi Bilmeniz Gereken Notlar
- Hangi mevsimde giderseniz gidin, hava sabaha karşı ve akşam saatlerinde çok soğuk oluyor. Gündüz ise çok sıcak. O yüzden her koşula uygun kıyafet almalısınız. Kalın kıyafet kesin alın sonra bana dua edin:)
- Safari aracında hediye safari şapkası, kullanmanız için battaniye ve dürbün bulunuyordu. Yanınızda taşımanıza gerek yok. Paylaşımlı araç tercih ederseniz mutlaka var mı diye firmaya sorun.
- Sadece rehberin belirlediği alanda araçtan inmenize izin var. Onun haricinde hiçbir şekilde inemezsiniz, hayvanlara çok yaklaşamazsınız ve yüksek sesle konuşamazsınız.
- Bahşiş her yerde zorunlu gibi isteniyor. Özellikle safari firmaları sizinle birlikte olan rehbere günlük 15-20 dolar gibi bir bahşiş ücreti vermeniz gerektiğini yazıyor. Tüm Afrika ülkelerinde de bu durum geçerli. Yazmalarına bakmayın zorunlu değilsiniz, biz gerçekten çok memnun kaldığımız için rehberimize cüzi bir miktar vermiştik ama memnun kalmadıklarımıza tek kuruş vermedik.
- Yolun gerçekten çok ama çok kötü olduğuna kendinizi hazırlayın. Tüm gün safaride bu yolları çekeceksiniz seçimlerinizi ona göre yapın. Paranıza kıyabilirseniz direk ulusal parka uçun.
Gelecek yazılarımdan ve videolarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf için beni buralarda da takip etmeyi unutmayın! 😉
Instagram: @renklirotalar
YouTube: Renkli Rotalar
Volkan
10 Kasım 2019 at 3:12 pmMerhaba. Yazınızı keyifle okudum ellerinize sağlık. Ücret 1800 Dolar kişi başı mı yoksa iki kişi için mi acaba ?
Renkli Rotalar
25 Kasım 2019 at 11:07 amÇok teşekkürler, 2 kişi için 1800 Dolar.